ÖMRÜNÜ TAMAMLAMIŞ LASTİKLER

Yazan: savashf 24 Eylül 2010  
Kategori: Faydalı Dökümanlar, Vitrin


L1L2L3

Lastiklerin diş derinliği belirli bir milimetreye (binek araç lastikleri için 1,6 mm’dir.) düştüğü zaman  araç altında kullanımı tehlike arz etmekte olup, yasalar bu tür lastiklerle trafiğe çıkılmasına izin vermemektedir. Ancak, bazı lastikler araç altından sökülüp, teknik olarak uygunluğu konusunda uzmanlar tarafından onay verildikten sonra kaplanarak veya üzerinde yasal sınırların üzerinde diş olması durumunda mevcut hali ile yeniden araç altına takılarak kullanıma devam edilebilir (Özellikle otobüs-kamyon lastikleri kaplanabilmektedir).

Lastikler araç altından söküldükten sonra “kullanılmış lastik” ya da “ömrünü tamamlamış lastik” olurlar. Çevrede zor ayrışır olmaları, atık lastiklerin önemli bir çevre problemi olmalarının asıl nedeni değildir. Ne kadar zor ayrışsalar da atıklar tabiatta sonunda ortadan kaldırılabilmektedir. Ancak, üretilen atık lastiklerin çok önemli miktarlarda olması bu atıkların giderilmesindeki en önemli yönü ortaya koymaktadır. Atık lastiklerin yeniden kaplama, geri kazanma, enerji elde edilmesi, atık deposunda depolama ve ihracat yöntemleri ile bertaraf edilmektedir.

Hurda lastiklerin yığıldığı yerlerde önemli 2 çevre zararı söz konusu olmaktadır. Bunlar; bu yığınlarda meydana gelen şiddetli yangınlar ve bu yığınlarda rahatça çoğalma fırsatı bulan böcekler nedeniyle toplum için oldukça tehdit edici hastalıkların yayılma ihtimalleridir. Özellikle kamyon ve iş makinesi lastikleri kaplama yolu ile geri dönüştürülmektedir.

Kaplamaya ya da yeniden kullanmaya uygun olmayan ve ömrünü tamamlamış lastik statüsünde değerlendirebileceğimiz lastikler ise, Malzeme Geri Kazanımı veya Enerji Geri Dönüşümü amacıyla  değerlendirilirler. Bu tür lastikler her ne sebeple olur ise olsun kesinlikle vadi veya çukurlara gömülmemelidir.

Her yıl Türkiye’de yaklaşık olarak 180–200.000 ton civarında  Ömrünü Tamamlamış Lastik oluştuğu hesaplanmakta olup, bu lastiklerin geri kazanım/geri dönüşümünün sağlanması ekonomi ve çevre açısından çok önemlidir.

ÖTL yönetmeliği, yeni lastik satın almanız durumunda, kullanmaktan vazgeçtiğiniz lastiklerinizi ücretsiz olarak satın aldığınız noktaya iade etmeniz gerektiğini emretmektedir. Kullanılmış lastiklerinizin bunun dışında ve kontrol edilmeyen/edilemeyen bir yöntemle ortadan kaldırılmaya çalışılması yasaktır.

L4

 

L6

L5

ÖTL’ ler Nasıl Değerlendirilir?

1.      Kaplama: Kaplama, kullanılmış lastiklerin, teknik özelliklerinin uygun olması durumunda kullanma ömürlerinin uzatılması işlemidir. Temel olarak, aşınmış olan sırt bölgesinin yenilenmesi olarak da deyimlendirilebilir. Kaplanmış lastikler, teknik olarak lastiğin herhangi bir performans kaybına uğramadan geri kazanılmasıdır. Bu işlem kullanılmış lastiğin teknik özellikleri elverdiği sürece tekrarlanabilir. Kaplama uygulamaları genellikle kamyon lastikleri, bazı binek araçları lastikleri, iş makineleri lastikleri ve uçak lastiklerinde yapılır.

2.      Malzeme Geri Kazanım (Kırma): Lastiklerin yeni iken sahip olduğu özelliklerin ve malzemelerin, ÖTL olması durumunda da devam etmesi ve bundan ötürü sağlam, esnek, yeniden kullanılabilir olması nedeniyle Sanayinin muhtelif alanlarında ve bazı tüketim ürünlerinin üretilmesinde ikinci hammadde olarak kullanılabilmesi mümkündür. ÖTL ler bu amaçla, bütün, parçalanmış, granül ya da toz olarak kullanılabilir.

3.      Malzeme Geri Kazanım (Piroliz): ÖTL’ lerin malzeme olarak geri kazanımında önemli bir diğer yöntem olan  “PİROLİZ-PYROLYSIS” kimyasal bir işlemdir. Bu yöntem diğer geri kazanım yöntemlerine göre tesis kurulumu olarak daha pahalı ve daha zahmetli ve yüksek enerji maliyetlidir. Ancak sürekli üretim yapılabilir uygun bir tesis kurulabildiği takdirde geri kazanım tekniği ve ekonomisi itibariyle en verimli yöntemdir. Bu yöntemle, ÖTL içindeki “gazlar”, “yağlar”, “çelik tel” ve “is karası” ayrıştırılmakta ve ekonomik değeri çok yüksek maddeler elde edilmektedir. Bu yöntemle elde edilen yüksek kalorifik değeri olan  yağ’lar, olduğu gibi kullanılmakla beraber bir rafinaj işlemi sonrasında mazot ve benzeri akaryakıt olarak da kullanılabilmektedir.

4.      Enerji Geri Dönüşüm: ÖTL, Enerji elde etmek için özellikle Çimento Fabrikalarında kullanılan kömüre oranla, daha düşük oranda sülfür içermesi ve aynı enerji değeri elde etmesi bakımından alternatif bir yakıt olarak kabul edilmektedir. 1 ton ÖTL, 1 ton iyi kalitede kömür, ya da 0,7 ton fueloil ile eşdeğerdir. Bu özellikleri nedeniyle ÖTL, 1992′li yıllarda toplam enerji kaynakları içinde %14 oranında kullanılırken, 2006 yılında bu oran %34,6’ya yükselmiştir.

Kullanım alanları şöyle özetlenebilir;

  • Elektrik üretim tesisleri: ÖTL, kömüre göre bakıldığında alternatif enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır.
  • Elektrik üretim santrallerinde kömürün yanında ek yakıt olarak kullanılırken kullanılabilmesi için herhangi bir ek modifikasyon gerekmemektedir.
  • Çimento Fabrikaları: Bütün ya da parçalanmış ÖTL ek yakıt olarak Çimento Fabrikalarında kullanılabilmektedir. Bu kullanımla lastiğin içinde yer alan her tür malzeme üretim sırasında değerlendirilebilmektedir. ÖTL yanarken belli bir enerji üretirken, ayni zamanda lastiğin içinde yer alan, silika ve çelik tel, doğal kaynaklardan sağlanan cam kumu ve demir oksidin yerini alarak ikincil bir hammadde olarak değer ifade etmektedir. Alternatif olarak ÖTL’nin Çimento Sektöründe değerlendirilmesi ÖTL’nin malzeme geri dönüşümü anlamında %25 gibi bir oranı ifade eder. Avrupa’da bugün 250-300 civarında Çimento Fabrikası toplam ÖTL üretiminin %25′leri oranındaki lastiği yakıt olarak kullanmaktadır.

 

Yukarıda yazılanları şu şekilde özetleyebiliriz;

L7

L8

Ülkemizde, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesine uygun olarak, Çevre Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan, 25.11.2006 tarih ve 26352 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Ömrünü Tamamlamış Lastiklerin Kontrolü Hakkında Yönetmeliği ve 30.03.2010 tarih ve 27537 sayılı Resmi Gazete’de bu yönetmeliğin bazı maddelerinde değişiklik yapan yönetmelik yayınlanarak, uygulamaya konmuştur.

Sağlıklı Nesiller İçin Temiz Çevre,

Temiz Çevre İçin Geri Dönüşüm!

 

Bunları Biliyor musunuz?

  • ÖTL’lerin çimento fırınlarında alternatif yakıt olarak değerlendirilirken, lastiği oluşturan hammaddelerin aynı zamanda çimentonun da hammaddesi olduklarını,
  • Granül haline gelmiş ÖTL’lerin, sentetik polimerler ve termoplastik ile karıştırılıp kalıplandığında oyun alanları ve spor salonları gibi alanların kaplanmasında ve otomotiv yan sanayinde hammadde olarak kullanıldığını,  
  • ÖTL ürünlerinin kauçuk bazlı olanlarının birçok ülkede asfalta katkı malzemesi olarak konduğunu, böylece asfaltın, daha sessiz, daha dayanıklı olduğunu ve fren mesafesinin kısaldığını ve bakım masraflarında önemli azalmalar ortaya çıktığını,
  • ÖTL’lerin, yüksek kalorifik değeri ile, yüksek kalitede bir kömüre eşdeğer olduğunu ve fosil yakıtlara karşı önemli bir “alternatif” oluşturduğunu, doğal kauçuk karşımı dolayısıyla Kyoto emisyon hedeflerinin tutturulmasında (biomass effect) avantaja sahip olduğunu, ayrıca ağır metal salınımında da kömüre göre avantajlı olduğunu,  
  • Bir adet otomobil lastiğinin kalorifik değerinin 7,6 litre yağ’ın kalorifik değerine eşit olduğunu, üstelik daha düşük sülfür değerine sahip olduğunu, Biliyor muydunuz?
  •  

     

L9

ÖMRÜNÜ TAMAMLAMIŞ ARAÇLAR

Yazan: savashf 15 Eylül 2010  
Kategori: Faydalı Dökümanlar, Vitrin

ÖMRÜNÜ TAMAMLAMIŞ ARAÇLAR

A1

Sürücü dışında en fazla 8 kişilik oturma yeri olan, yolcu taşımaya yönelik motorlu araçlar ile azami kütlesi 3,500 kg’ı aşmayan motorlu yük taşıma araçları ömrünü tamamlamış araçlar kapsamında yer almaktadır.

Araç sahibi ömrünü tamamlayan aracını ücret ödemeksizin toplama merkezine veya söküm tesisine teslim eder. Ömrünü tamamlayan aracın sahibi, aracının kaydını bulunduğu ilin Emniyet Müdürlüğü kayıtlarından sildirir. Ömrünü tamamlamış araçların geri kazanımı, lisanslı araç söküm ve parçalama tesislerinde yapılır.

Bir araçta yaklaşık; A2
• %65 demirli metaller
• %10 plastik
• % 9 demir dışı metaller,
• % 6 lastik,
• % 5 diğerleri,
• % 3 cam,
• % 2 sıvılar, bulunmaktadır.      

A3 A4 A5

Bir aracın yaşam çevrimini aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz;

A6

*OAÜ: Orijinal Araç Üreticisi
Orijinal araç üreticilerinden (OAÜ) çıkan araçlar tüketiciye ulaşır. Tüketicini kullanımından çıkan araç ilk önce demonte prosesi ile veya sökme işlemine uğrar. Burada aracın değerli malzemeleri katalitik konvektör veya aküsü gibi ayrılır. Yeniden kullanılabilen malzemeleri ufak garajlara, üreticilere veya kişisel alıcılara satılır.
Ömrünü tamamlamış bir aracın geri dönüşüm aşamaları aşağıdaki gibidir;
1. Ön-İşlem ve Kirlilikten Arındırma: Öncelikle akü sökülür ve hava yastıkları devreden çıkartılır. Sonra sökümü yapan tüm yakıtla birlikte diğer çalışma sıvılarını da ÖTA’den tahliye eder. Bunlara motor yağı, transmisyon yağı ve fren sıvısı ile soğutma sıvıları ve klima sisteminin dondurucu sıvısı da dâhildir.

A7

• Sökme: Sonraki aşama, kullanılmış parça olarak satışa sunmak veya yeniden üretim parçaları için baz olarak kullanmak üzere, bileşenlerin veya sistemlerin sökülmesidir. Ekonomik açıdan uygunsa, plastik veya cam gibi malzemeler geri dönüşüm amacıyla çıkartılır.

A8

• Depolama: Çevresel açıdan tehlikeli malzemeler biriktirilir ve sonra geri kazanım ya da imha amacıyla bu konuda uzmanlaşmış geri kazanım şirketlerine gönderilir.

A9

• Öğütücü: Ön-işlemi yapılmış hurda kütleleri, ÖTA’yi parçalarına ayıracak ve bunları daha ileri aşamadaki geri dönüşüm veya geri kazanım işlemleri için sınıflandıracak olan öğütücüye gönderilir.
• Öğütücü Sonrası Teknolojisi (ÖST): Öğütücüde parçalarına ayrılan malzeme parçaları daha sonra, değerli ikincil hammaddeler olarak kullanılabilecek malzeme parçalarını elde etmek amacıyla, farklı teknolojiler (mıknatıs, indüksiyon akımı, yüzdürme) kullanılarak işlenir.
2. Geri Dönüşüm/Geri Kazanım/Toprak Doldurma: Öğütücüden ve ÖST’den (Öğütücü Sonrası Teknoloji) alınan malzeme parçaları geri dönüştürülebilmekte (örneğin yüksek fırınlarda kömürün yerine ya da atık çamurunun iyileştirilmesinde susuzlaştırma aracı olarak kullanılmak üzere) veya çimento endüstrisinde geri kazanılabilmektedir. Bu süreç zinciri, aracın %85’inin geri kazanılmasını sağlamakta ve toprak doldurma için kalan atığın miktarını büyük bir oranda azaltmaktadır.

A10A12A11

A14 A15

Ülkemizde bu süreçler, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesine uygun olarak, Çevre Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan, 30.12.2009 tarih ve 27448 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Ömrünü Tamamlamış Araçların Kontrolü Hakkında Yönetmeliği uygun olarak gerçekleştirilmektedir.

SAĞLIKLI NESİLLER İÇİN TEMİZ ÇEVRE,
TEMİZ ÇEVRE İÇİN GERİ DÖNÜŞÜM!

ATIK PİL VE AKÜMÜLATÖRLER

Yazan: savashf 07 Eylül 2010  
Kategori: Faydalı Dökümanlar, Vitrin

ATIK PİL VE AKÜMÜLATÖRLER

pil_1 pil_2 pil_3

Kullanılarak ömrünü tamamlamış veya herhangi bir nedenle kullanılamaz hale gelmiş pillere Atık Pil denir. Atık piller içerdikleri ağır metaller ve diğer kimyasallar nedeniyle hem çevreye hem de insan sağlığına zarar vermektedir. Atık pillerin çöplerle birlikte toplanması sonucu; toprağa karışması, denizlere, akarsulara ve kanalizasyonlara atılması veya yakılmaları durumunda içerdikleri kimyasal maddeler çevrenin kirlenmesine, insan ve diğer canlıların sağlıkları üzerinde olumsuz etkiler oluşmasına yol açabilmektedir. Bu kirlenme ve sağlık üzerine olan olumsuz etkiler hemen değil yaklaşık 15-20 senelik bir süreçte gerçekleşmektedir.

Çinko-Karbon ve Alkali-Mangan pillerinin içerisinde yer alan zehirli Cıva’nın kullanım oranı çok düşük miktarlara azar azar çekilmiş ve bugün bu oran % 0,0005’in altına indirilmiştir. Yaklaşık bir ton atık pil içerisinde en fazla 5gr cıva bulunmakta olup, çevre ve insan sağlığı için neredeyse hiçbir negatif etki oluşturmamaktadır. Nikel ve Kadmiyum maddelerini içeren pillerde de geri kazanım yapılabilmektedir.
Ülkemizde atık pil ve akümülatörlerle ilgili, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 31.08.2004 tarihinde çıkarılmış olan “ATIK PİL VE AKÜMÜLATÖRLERİN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ” ile birlikte biz kullanıcılarında yükümlülük ve sorumlulukları belirlenmiştir. Buna göre;

Tüketicilerin Yükümlülükleri
Madde 13- Pil ve akümülatör tüketicileri;
a) Atık pilleri evsel atıklardan ayrı toplamakla, pil ürünlerinin dağıtımını ve satışını yapan işletmelerce veya belediyelerce oluşturulacak toplama noktalarına atık pilleri teslim etmekle,
b) Aracının akümülatörünü değiştirirken eskisini, akümülatör ürünlerinin dağıtım ve satışını yapan işletmeler ve araç bakım-onarım yerlerini işletenlerin oluşturduğu geçici depolama yerlerine ücretsiz teslim etmekle, eskilerini teslim etmeden yeni akümülatör alınması halinde depozito ödemekle,
c) Tüketici olan sanayi kuruluşlarının üretim süreçleri sırasında kullanılan tezgâh, tesis, forklift, çekici ve diğer taşıt araçları ile güç kaynakları ve trafolarda kullanılan akümülatörlerin, atık haline geldikten sonra üreticisine teslim edilene kadar fabrika sahası içinde sızdırmaz bir zeminde doksan günden fazla bekletmemekle, yükümlüdür.

Ev ve işyerlerimizde kullandığımız pil ve akümülatörleri çöp ve diğer atıklardan ayrı olarak biriktirmeli ve lisanslı atık pil toplayıcıları tarafında alınmasını sağlamalıyız. Kullan-At piller yerine şarj edilebilir pilleri tercih etmekte atık pil oluşumunu önemli derecede azaltmaktadır.

p1 p2

Atık pillerimizi alışveriş merkezleri, marketler, benzin istasyonları, okullar, siteler, eczaneler, belediyeler, işyerleri vb gibi yerlerde bulunan biriktirme kutularında biriktirerek hem kendimizi hem de gelecek nesilleri korumalıyız.

Bilinçli insanlar bilinçli nesiller yetiştirir!


p3p4

İş Dünyasında Çevre

Yazan: savashf 16 Temmuz 2009  
Kategori: Faydalı Dökümanlar, Yararlı bilgiler

Çevre konusunda ne kadar hassassız?

stm9585

Trafik kazaları için görülmesi gereken bir video

Yazan: admin 20 Haziran 2009  
Kategori: Faydalı Dökümanlar, Yararlı bilgiler

Paylaşmak istedim

http://patrz.pl/filmy/kierowco-nie-badz-bezmyslny

bu adrese girip trafik kazalarının ne kadar kötü olduğunu görebilirsiniz

İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik

Yazan: admin 01 Mayıs 2009  
Kategori: Faydalı Dökümanlar, Yararlı bilgiler

07.04.2004 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 25426

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak

Amaç

Madde 1   Bu Yönetmelik, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere iş sağlığı ve güvenliği kurullarının hangi işyerlerinde kurulacağı ve bu kurulların oluşumu, çalışma yöntemleri, görev, yetki ve yükümlülüklerini belirler.

Kapsam

Madde 2   Bu Yönetmelik, 10/6/2003 tarihli ve 25134 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamına giren, sanayiden sayılan, devamlı olarak en az 50 işçi çalıştıran ve altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı işyerlerini kapsar.

Dayanak

Madde 3   Bu Yönetmelik, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 80 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre düzenlenmiştir.

İKİNCİ BÖLÜM

Genel Hükümler

İş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarının Kurulacağı İşyerleri

Madde 4   28/2/2004 tarihli ve 25387 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Sanayi, Ticaret, Tarım ve Orman İşlerinden Sayılan İşlere İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre; sanayiden sayılan, devamlı olarak en az 50 işçi çalışan ve altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde her işveren bir iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurmakla yükümlüdür. İşçi sayısının tespitinde işyerinde çalışan işçilerin tamamı dikkate alınır.

İşverene bağlı, fabrika, müessese, işletme veya işletmeler grubu gibi birden çok işyeri bulunduğu hallerde elliden fazla işçi çalıştıran her bir işyerinde ayrı ayrı birer iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurulur.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarının Oluşumu

Madde 5   İş sağlığı ve güvenliği kurulları aşağıda belirtilen kişilerden oluşur.

a) İşveren veya işveren vekili,

b) İş Kanununun 82 nci maddesi uyarınca iş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik elemanı,

c) İş Kanununun 81 inci maddesi uyarınca görevlendirilen işyeri hekimi,

d) İnsan kaynakları, personel, sosyal işler veya idari ve mali işleri yürütmekle görevli bir kişi,

e) Varsa sivil savunma uzmanı,

f) İşyerinde görevli formen, ustabaşı veya usta,

g) 2821 sayılı Sendikalar Kanununun değişik 34 üncü maddesi hükmü uyarınca işyerinde bulunan sendika temsilcilerinin kendi aralarında seçecekleri kişi, işyerinde sendika temsilcisi yoksa o işyerindeki işçilerin yarıdan fazlasının katılacağı toplantıda açık oyla seçilecek işçi,

h) Sağlık ve güvenlik işçi temsilcisi.

Kurulun başkanı işveren veya işveren vekili, kurulun sekreteri ise bu maddenin (b) bendinde sözü edilen kişidir.

Bu maddenin (b), (c), (d), (e) bentlerinde gösterilen üyeler işveren veya işveren vekili tarafından atanırlar.

Bu maddenin (f) bendinde belirtilen üye o işyerindeki formen, ustabaşı veya ustaların yarıdan fazlasının katılacağı toplantıda açık oyla seçilen kişidir.

Bu maddenin (f) ve (g) bentlerinde sözü geçen kurul üyelerinin aynı usullerle yedekleri seçilir.

Eğitim

Madde 6   İşveren tarafından, iş sağlığı ve güvenliği kurulu üyelerine ve yedeklerine iş sağlığı ve güvenliği konularında eğitim verilmesi sağlanır. Kurul üyelerinin ve yedeklerinin eğitimleri asgari aşağıdaki konuları kapsar.

a) Kurulun görev ve yetkileri,

b) İş sağlığı ve güvenliği konularında ulusal mevzuat ve standartlar,

c) Sıkça rastlanan iş kazaları ve tehlikeli vakaların nedenleri,

d) Endüstriyel hijyenin temel ilkeleri,

e) Etkili iletişim teknikleri,

f) Acil durum önlemleri,

g) Meslek hastalıkları,

h) İşyerlerine ait özel riskler.

Görev ve Yetkiler

Madde 7   İş sağlığı ve güvenliği kurullarının görev ve yetkileri aşağıda belirtilmiştir;

a) İşyerinin niteliğine uygun bir iş sağlığı ve güvenliği iç yönetmelik taslağı hazırlamak, işverenin veya işveren vekilinin onayına sunmak ve iç yönetmeliğin uygulanmasını izlemek, izleme sonuçlarını rapor haline getirip alınması gereken tedbirleri belirlemek ve kurul gündemine almak,

b) İş sağlığı ve güvenliği konularında o işyerinde çalışanlara yol göstermek,

c) İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tehlikeleri ve önlemleri değerlendirmek, tedbirleri belirlemek, işveren veya işveren vekiline bildirimde bulunmak,

d) İşyerinde meydana gelen her iş kazası ve tehlikeli vaka veya meslek hastalığında yahut iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir tehlike halinde gerekli araştırma ve incelemeyi yapmak, alınması gereken tedbirleri bir raporla tespit ederek işveren veya işveren vekiline vermek,

e) İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitim ve öğretimini planlamak, bu konu ve kurallarla ilgili programları hazırlamak, işveren veya işveren vekilinin onayına sunmak ve bu programların uygulanmasını izlemek,

f) Tesislerde yapılacak bakım ve onarım çalışmalarında gerekli güvenlik tedbirlerini planlamak ve bu tedbirlerin uygulamalarını kontrol etmek,

g) İşyerinde yangınla, doğal afetlerle, sabotaj ve benzeri ile ilgili tedbirlerin yeterliliğini ve ekiplerin çalışmalarını izlemek,

h) İşyerinin sağlık ve güvenlik durumuyla ilgili yıllık bir rapor hazırlamak, o yılki çalışmaları değerlendirmek, elde edilen tecrübeye göre ertesi yılın çalışma programında yer alacak hususları ve gündemi tespit etmek, işverene teklifte bulunmak, planlanan gündemin yürütülmesini sağlamak ve uygulanmasını değerlendirmek,

i) 4857 sayılı İş Kanununun 83 üncü maddesinde belirtilen taleplerin vukuunda acilen toplanmak ve karar vermek.

Çalışma Usulleri

Madde 8   İş sağlığı ve güvenliği kurulları inceleme, izleme ve uyarmayı öngören bir düzen içinde ve aşağıdaki esasları göz önünde bulundurarak çalışırlar.

a) Kurullar en az ayda bir kere toplanır. Toplantının gündemi, yeri, günü ve saati toplantıdan en az kırk sekiz saat önce kurul üyelerine bildirilir.

Gündem, sorunların ve projelerin önem sırasına göre belirlenir. Kurul üyeleri gündemde değişiklik isteyebilirler. Bu istek kurulca uygun görüldüğünde gündem buna göre değiştirilir.

b) Ağır iş kazası halleri veya özel bir tedbiri gerektiren önemli hallerde kurul üyelerinden herhangi biri kurulu olağanüstü toplantıya çağırabilir. Bu konudaki tekliflerin kurul başkanına veya sekreterine yapılması gerekir. Toplantı zamanı, konunun ivedilik ve önemine göre tespit olunur.

c) İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği açısından kendisinin sağlığını bozacak ve vücut bütünlüğünü tehlikeye sokacak yakın, acil ve hayati bir tehlike ile karşı karşıya kalan işçi, iş sağlığı ve güvenliği kuruluna başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep edebilir. Kurul, aynı gün acilen toplanarak kararını verir, bu durumu tutanakla tespit eder ve karar işçiye yazılı olarak bildirilir.

d) Kurulun olağan toplantılarının süresi toplam olarak ayda yirmi dört saati geçemez. Bu toplantıların günlük çalışma saatleri içinde yapılması asıldır. Kurulun toplantılarında geçecek süreler günlük çalışma süresinden sayılır. Kurul üyeleri yaptıkları görev dolayısıyla maddi-manevi zarara uğratılamaz.

e) Kurul, üyelerin çoğunluğu ile toplanır, kararlar toplantıya katılanların oy çokluğu ile alınır. Oyların eşitliği halinde başkanın oyu kararı belirler.

Çoğunluğun sağlanamadığı veya başka bir nedenle toplantının yapılmadığı hallerde durumu belirten bir tutanak düzenlenir.

f) Her toplantıda, görüşülen konularla ilgili alınan kararları içeren bir tutanak düzenlenir. Tutanak, toplantıya katılan başkan ve üyeler tarafından imzalanır ve gereği yapılmak üzere işverene bildirilir. İmzalı tutanak ve kararlar sırasıyla özel dosyasında saklanır.

g) Toplantıda alınan kararlar gereği yapılmak üzere ilgililere duyurulur. Ayrıca işçilere duyurulması faydalı görülen konular işyerinde ilân edilir.

h) Her toplantıda, önceki toplantıya ilişkin kararlar ve bunlarla ilgili uygulamalar hakkında başkan veya kurulun sekreteri tarafından kurula gerekli bilgi verilir ve gündeme geçilir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Arasında İşbirliğinin Sağlanması

Madde 9   Bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren işveren, kendisine ait birden çok işyerinin her birinde kurulacak iş sağlığı ve güvenliği kurullarının çalışma usullerini düzenlemek, iş ve görüş birliğini sağlamak amacıyla bu işyerlerine ait iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili raporları, en az altı ayda bir, ilgili teknik eleman ve uzmanlarını toplayarak inceler. Bu raporları göz önünde tutarak alınması gereken tedbirleri tespit eder ve uygulanmasını sağlar.

İşveren veya İşveren Vekilinin Yükümlülüğü

Madde 10   İşveren veya işveren vekili, toplantı için gerekli yeri, araç ve gereçleri sağlamakla yükümlüdür.

İşveren veya işveren vekili, kurulca hazırlanan toplantı tutanaklarını, kaza ve diğer vakaların inceleme raporlarını ve kurulca işyerinde yapılan denetim sonuçlarına ait kurul raporlarını, iş müfettişlerinin incelemesini sağlamak amacıyla, işyerinde bulundurmakla yükümlüdür.

İşverenler, iş sağlığı ve güvenliği kurullarında mevzuata uygun olarak verilen kararları uygulamakla yükümlüdür.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulunun Yükümlülüğü

Madde 11   İş sağlığı ve güvenliği kurulları, yapacakları tekliflerde, bulunacakları tavsiyelerde ve verecekleri kararlarda işyerinin durumunu ve işverenin olanaklarını göz önünde bulundururlar.

Kurul üyeleri, görevleri nedeniyle öğrendikleri mesleki tekniklere ve çalışma metotlarına ilişkin sırları gizli tutmak zorundadırlar.

Kurullar, iş sağlığı ve güvenliğini denetime yetkili iş müfettişlerinin işyerlerinde yapacakları çalışmaları kolaylaştırmak ve onlara yardımcı olmakla yükümlüdür.

İşçilerin Yükümlülüğü

Madde 12   İşçiler, sağlık ve güvenliğin korunması ve geliştirilmesi amacıyla iş sağlığı ve güvenliği kurullarınca konulan kurallar, yasaklar ile alınan karar ve tedbirlere uymak zorundadırlar.

İşçiler, işyerinde sağlık ve güvenlik tedbirlerinin belirlenmesi, uygulanması ve alınan tedbirlere uyulması hususunda iş sağlığı ve güvenliği kurullarıyla işbirliği yaparlar.

İşçiler, uygulamada karşılaştıkları güçlükler hakkında kurula bilgi verirler.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Yürürlük ve Yürütme

Yürürlük

Madde 13   Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 14   Bu Yönetmelik hükümlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.

KAPALI ORTAMLARDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Yazan: admin 01 Mayıs 2009  
Kategori: Faydalı Dökümanlar, Yararlı bilgiler

Kapalı Ortamlarda Çalışanların Dikkatine!

Tamamen veya kısmen kapatılmış sınırlı bir hacmi olan, içerisinde sınırlı miktarda hava bulunan ve çalışma yeri olarak tasarlanan alanlar “kapalı ortam” olarak adlandırılır. Kapalı ortamlar potansiyel olarak tehlikeli veya zararlı seviyede gaz, toz, buhar veya duman ihtiva eder. Bu ortamlarda patlamayı meydana getirecek oranlar dahilinde oksijen konsantrasyonu mevcuttur.

Kirli hava; pis hava, zehirli hava, patlayıcı hava ve tozlu hava olarak dört grupta incelenir. Pis hava, % 20’den daha az oksijen ihtiva eder ve bu tip hava karışımı bulunan yerlerdeki çalışmalarda kısa zaman içinde yorgunluk belirtileri görülür. Zehirli hava, insan hayatını tehlikeye düşüren zararlı gazlardan oluşan havadır. Bu şekildeki hava, insan organizmasına kimyasal etkisinden dolayı zararlı olmakta ve hatta ölüm meydana getirmektedir. Bu gazlara örnek olarak karbonmonoksit, azot oksitleri, hidrojensülfür, kükürtdioksit ve radon gazları gösterilebilir. Patlayıcı hava, bütün yanıcı gazları bileşiminde bulunduran havadır. Bu gazlar, özellikle metan, etan, propan, bütan gibi hidrokarbonlar ve hidrojen, karbonmonoksit ve hidrojensülfür gibi gazlardır. Tozlu hava ise, içerisinde belli konsantrasyonda toz ihtiva eden havayı belirtir.

Kapalı ortamlarda rastlanabilecek boğucu gazlar genel olarak iki sınıfta incelenebilir. Bunlar:

Ø Basit boğucu gazlar : Karbondioksit (CO2), Metan (CH4), Etan (C2H6), Propan (C3H8), Bütan (C4H10), Hidrojen (H2), Azot (N2)

Ø Kimyasal boğucu gazlar : Karbonmonoksit (CO), Hidrojen sülfür (H2S), Hidrojen siyanür (HCN), vb. dir.

BASİT BOĞUCU GAZLAR

Havadaki oksijenin yerini alarak oksijen azlığından kaynaklanan boğulmaya sebep olurlar.
1) Karbondioksit (Siyah Gaz veya Boğucu Gaz)

Renksiz kokusuz gazdır. Özgül ağırlığı, 1.977 kg/m3’dür. Bundan dolayı, bulunduğu kapalı ortamın tabanında toplanır. Atmosfer havasında, hacim bakımından % 0.3-0.4 oranında bulunur. Bu miktar, nefes alma fonksiyonunu uyarıcı etki yapar. MAK değeri 500 ppm dir.

Etkisi: Karbondioksit miktarının artması oksijeni azaltacağından solunum sayısı ve sıklığı artar.
%1-3 yoğunluğunda orta sürede tehlikesizdir.
%3-6 yoğunluğunda baş ağrıları başlar.
%6-10 yoğunlukta , baş dönmesi, görme bozuklukları, şuursuzluk başlar.
%10 dan fazla yoğunlukta  narkotik etki görülür. Boğucu etki CO2 fazlalığından çok, oksijen azlığından olur.
Korunma : İşyeri havasındaki miktar kontrol edilir. Solunum aygıtları kullanılır. Etkilenme olduğu takdirde, hasta açık havaya çıkarılır, oksijen verilir, suni solunum yapılır.
2)Metan (Grizu-Firedamp)

Metan gazı, sulu ortamda biriken bitkisel maddeler ve bataklıklarda biriken bitkisel ve hayvansal organik maddelerin kimyasal bozunmaya maruz kalması sonucunda oluşan ve bataklık gazı da denilen bir gazdır. Havadan hafif, renksiz, kokusuz ve parlayıcı bir gazdır.  Havaya oranla daha hafif olduğundan dolayı, bulunduğu kapalı ortamın tavan kısımlarında toplanır. Havada, % 4-15 oranlarında bulunduğunda patlayıcıdır.

Metan, esas itibariyle zehirli bir gaz değildir. Dokular üzerinde bir etkisi yoktur. Ancak, fazla miktarda metan bulunan havada oksijen oranı düşük olacağından, konsantrasyonun %10’u geçmesi durumunda oksijen yüzdesi %16’nın altına düşeceğinden, havasız (oksijensiz) kalma sonucu ölüm meydana gelebilir. Metanın esas tehlikesi, yanıcı ve patlayıcı bir gaz olmasıdır. Tam yanma, % 9 metan ve % 91 oranındaki hava karışımında olur. Ancak, patlamayı doğuran ısı kaynağının şiddeti ve süresi, basınç ve kapalı ortamın şekli de patlamayı etkilediğinden, metanın % 4-15 arasında tehlikeli olduğu kabul edilir ve bu oranda metan bulunan havaya madencilikte grizu adı verilir. % 4 metan konsantrasyonunun altında patlama olmaz ve grizu bulunduğu yerde yanar. Fakat, ortamda yüksek sıcaklık mevcutsa, patlama meydana gelebilir. % 15 oranın üzerinde ise grizu patlama özelliğini kaybeder.

Metan, etan, asetilen, hidrojen, azot, argon, neon, karbondioksit gibi gazlar havadaki oksijen oranını düşürerek asfiksi(oksijensiz kalma) oluştururlar. Bu gibi asfiksi vakaları ocak, kuyu, silo, gemi ambarları gibi kapalı mekanlarda uzun süre kalma sonucu olabilir. Ancak bu gibi mekanlarda inert olmayan maddeler de olabileceğinden (örneğin silolarda azot dioksit, lağım ve maden ocaklarında kükürtlü hidrojen gibi) daha kompleks bir akciğer zedelenmesi de ortaya çıkabilir. ~

Ülkemizde kullanıma sunulduğu şekliyle (tüpgaz ve otogaz olarak) LPG (sıvılaştırılmış petrol gazı) hacimce % 30 propan (C3H8)  ve % 70 bütan (C4H10) içerir. LPG havadan daha yoğundur ve basınç altında sıvı halde depolanır. LPG yüksek derecede yanıcı bir maddedir ve atmosferik koşullara maruz kaldığında hızla patlayıcı hava – hidrokarbon karışımı oluşturur. LPG buharı havadan ağırdır. Yoğunluk farkı ve hava hareketi ile açık alanlarda düşük kodlu bölgelerde, evlerde ise alt katlarda birikebilir.LPG sıvısı deri veya göz ile temas ettiğinde soğuk yanıkları oluşur. Yüksek konsantrasyonda LPG buharını solumak baygınlığa ve/veya ölüme sebep olabilir. LPG buharının solunması burun ve boğazda tahrişe, baş ağrısı ve mide bulantısına, baş dönmesine ve bilincin bulanmasına sebep olabilir. Solunum yolu ile maruziyet halinde LPG ile temas eden kişi acilen temiz havaya çıkartılmalı ve en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırılmalıdır.

KİMYASAL BOĞUCU GAZLAR

1) Karbonmonoksit (Beyaz Gaz)

Renksiz, kokusuz, tahriş etkisi olmayan çok zehirli gaz olarak tanımlanır. Özgül ağırlığı 1.255 kg/m3 olup, havanınkine çok yakındır. Hava ile % 13-75 oranlarındaki karışımı patlayıcı özelliğe sahip olup, en tehlikeli patlama konsantrasyonu % 30 civarındadır.

Hemoglobine oksijenden 200-300 kat daha fazla ilgilidir. Hemoglobinle karboksi hemoglobin (HbCO)  yapar. Böylece kanın dokulara oksijen taşıma kapasitesini bloke eder. Dolayısıyla, oksijen yetersizliği baş gösterir ve kanın karbonmonoksit ile doygunluğu artınca da ölüm meydana gelir.
Etkisi: Havadaki miktarına, maruziyet süresine ve kişinin duyarlılık derecesine göre değişir.
Genellikle ;
%0,01 (100 ppm) konsantrasyonda uzun sürede baş ağrısı yapar.
%0,05 (500 ppm)de şiddetli baş ağrıları, baş dönmesi, baygınlık olur.
%0,2 (2000ppm)de derin bir şuursuzluk,nabız ve solunum zayıflaması sonucunda ölüm gelir.
Kronik Zehirlenme:  Düşük konsantrasyonlarda uzun süreli aylar veya yıllarca etkilenme sonucunda yorgunluk, baş ağrıları, mizaç değişikliği, uyku bozuklukları, kalp ve mide bozuklukları hafıza bozukluğu görülür.
Korunma: İşyeri havsındaki miktarı kontrol edilir. Sigara yasaklanır. Kısa süreli çalışmalar uygulanır, gerekirse maske kullanılır.
Tedavi: Etkilenen biri derhal temiz havaya çıkarılır oksijen verilir. Beyin ödemine karşı gerekli tedavi hipertonik çözeltiler uygulanır.

2) Hidrojen sülfür

Hidrojen sülfür renksiz, havadan ağır, kendine özgü çürük yumurta kokusu olan, petrol alanları, kanalizasyon ve kimyasal endüstri alanlarında sıkça rastlanan bir gazdır. Genellikle lağım kanallarında ve eritme tesislerinde bulunur. Yanıcı bir gaz olup hava içerisinde %6 oranında patlayıcı özelliğe sahiptir; zehirleyici bir gazdır. Havadan ağır olup ocakta taban kısımlarında bulunur. Bu gaz bazı hallerde kükürt ihtiva eden dinamit ve barutların yanması neticesinde meydana gelmekte ve genellikle kükürt madenlerinde patlayıcı maddelerin kullanılmasını müteakip oluşmaktadır. MAK değeri 10ppm veya 15mg/m3 tür.
Etkisi: Havada %0,0001 konsantrasyonda tipik kokusu ile tanınır. Daha yüksek konsantrasyonlarda bir süre sonra koku alma sinirleri felce uğrar ve koku alınmaz olur. Solunum yolu ile alınan H2S toksik tesir gösterir, mukozoları tahriş eder. Hücre içindeki fermentleri inhibe eder. Zehirlenme belirtileri 200cc/m3 te başlar, 600cc/m3 te kısa süre içinde ölüm gelir. H2S ile kronik zehirlenme kabul edilmemektedir.
Korunma: Havadaki miktarı kontrol edilmeli, çevre tedbirleri ile birlikte, kişisel koruyucular kullanılmalı. Tehlikenin fazla olduğu yerlerde periyodik muayenelerle sinirsel bozukluklar aranmalı. Zehirlenme halinde; suni solunum yaptırmalı, %5 CO2 içeren oksijen (Karbojen) verilmeli, gözler iyice yıkanmalıdır.

KAPALI ALANLARDA ÇALIŞMALARDA ALINACAK GENEL KORUNMA ÖNLEMLERİ

* Kapalı alanlarda asla yalnız çalışılmamalı, mutlaka ikinci kişiler kapalı alan dışında yardımcı olarak bulunmalıdır.
* Kuyu veya diğer yeraltı tesislerinde yapılacak bakım ve onarım işlerinde zararlı, zehirleyici, boğucu veya parlayıcı gaz veya sıvıların tehlikeli bir şekilde birikebileceği göz önünde bulundurularak gerekli ve yeterli güvenlik önlemleri alınmalıdır. Bu gibi yerlerde, tecrübeli ve usta işçiler çalıştırılmalı, bunlara uygun kişisel koruyucu donanım verilmeli ve tecrübeli bir veya birden fazla gözlemci görevlendirilmelidir.

* Tehlikeli maddelerin taşındığı boru ve kanalların onarım işleriyle görevlendirilen işçilere, taşınan maddelerin özelliklerine uygun kişisel korunma donanımları verilmelidir.

* Kuyu ve lağım çukurları gibi derin yerlerde çalıştırılacak işçilere güvenlik kemeri ve sinyal ipleri gibi uygun koruyucu donanım verilmelidir. Gerekli durumlarda, bu gibi çalışma yerlerine temiz hava sağlanmalıdır.

* Ortamda oksijenin olmama ihtimali yüksek olduğu için temiz hava beslemeli maskeler kullanılmalıdır. Bu maskelere temiz hava sağlanma işlemi dalgıçlarda olduğu gibi tüple veya temiz hava pompasından(hava geçiş ayarı bulunan) sağlanmalıdır.

* Yeraltı işlerinde, delme ve kazma sırasında çalışanların sağlığını koruyacak ve güvenliğini sağlayacak yeterli ve uygun havalandırma tesisatı yapılmalıdır.

* Çeşitli gazların hava ile patlayıcı bir karışım meydana getirebileceği yeraltı işlerinde açık alevli lamba veya cihazlar kullanılmamalıdır.

* Çalışanlar; pis su, gaz ve dumanların bulunduğu depolara ancak deponun iyice havalandırılıp temizlendiğine emin olunduktan sonra sokulmalı ve çalıştığı süre boyunca depo havası denetim altında bulundurulmalıdır.

* Tehlikeli gaz, buhar veya sislerin meydana gelebileceği tank veya depolar içinde yapılacak bakım ve onarım işlerinde, işçilere maskeler, solunum cihazları ile emniyet kemerleri gibi uygun kişisel korunma donanımı verilerek ve iş süresince tank veya depo ağzında bir gözlemci bulundurulmalıdır.

* Onarılacak depo veya tanklar, başka depo veya tanklarla bağlantılı olduğunda, bağlantı borularının vanaları güvenli bir şekilde kapatılmalı veya bu borular sökülerek bağlantı ağızları, kör tapa veya kapaklarla kapatılmalıdır.

* Gömlekli veya çift cidarlı veya kapalı kaplarda ısı veya kaynak işleri yapılmadan önce bunlar iyice havalandırılmalı ve kaynak işlerinin yapıldığı sürece hiçbir şekilde oksijen verilmemelidir.

* Yeraltı işlerinde, delme ve kazma sırasında çalışanların sağlığını koruyacak ve güvenliğini sağlayacak yeterli ve uygun havalandırma tesisatı yapılmalıdır.

* Kazı işlerinin yapılacağı yerlerde, elektrik kabloları, gaz boruları, su yolları, kanalizasyon ve benzeri tesisatın bulunup bulunmadığı önceden araştırılmalı ve duruma göre gereken önlemler alınmalıdır.

* Kazı sırasında, zehirli ve boğucu gaz bulunduğu anlaşıldığı hallerde, çalışanlar derhal oradan uzaklaştırılmalı, gaz çıkışı önlenmeli ve biriken gaz boşaltılmadıkça kazı işlerine başlanılmamalıdır.

* Patlayıcı maddelerin kullanıldığı veya serbest silisin bulunduğu yerlerde, kazı toprağı ıslatılmalıdır.

* Kaya kazılmasını gerektiren yer altı işlerinde, sulu delici makineler kullanılmalı veya tozların çalışanların sağlığına zarar vermemesi için gerekli diğer önlemler alınmalıdır.

* Elektrikle aydınlatılmış yer altı işyerlerinde, akımın kesilmesi halinde işçilerin tahliye edilmelerini sağlamak ve ancak bu sürede kullanılmak üzere madenci lambaları veya fenerleri ya da benzeri uygun aydınlatma araçları bulundurulmalıdır.

* Parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı maddelerin üretildiği, işlendiği veya depolandığı binalarda inşaat, bakım ve onarım işlerine başlanmadan önce, aşağıdaki önlemler alınmalıdır:

i.         İş kısmen veya tamamen durdurulmalıdır.

ii.        O mahalde bulunan bütün parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı maddelerle bunların bileşimlerine giren diğer maddeler, tehlikeli bölgenin dışına çıkarılmalıdır.

iii.        Onarılacak kısım, bütün parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı maddelerin artıklarından ve bulaşıklarından tamamen temizlenmelidir.

iv.       İnşaat, bakım ve onarım, teknik, yetkili ve sorumlu bir elemanın devamlı nezareti ile sağlanmalıdır.

* Parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı özellikteki çeşitli kimyasal maddelerin ortam havasında bulunan miktarları, belli ve gerekli zaman aralıkları içinde ölçülerek bu miktarların, kimyasal maddelerin ortam havasında bulunmasına izin verilen ve orada çalışanların sağlığını bozmayacak olan en çok miktardan (MAK Değer) fazla olup olmadığı ölçülerek tespit edilmeli ve havalandırma tesisatı yeterlilik bakımından yetkili elemanlarca kontrol edilmelidir.

* Parlama ve patlama tehlikesi oluşturabilen organik tozun meydana geldiği, taşındığı, aktarıldığı ve çalışıldığı yerlerde, elektrik motor ve jeneratörleri toz geçirmez-etanş tipten olmalı veya devamlı olarak temiz hava beslenen yalıtılmış hücrelerde bulundurulmalıdır

* Sonuç olarak, her işyerinde düzenli aralıklarla risk değerlendirmesi yapılmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır

İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ RAPORLAR, KONTROLLER, BELGELER, LEVHALAR, ETİKETLER SAĞLIKLA İLGİLİ RAPOR, KONTROL VE AŞILAR

Yazan: admin 17 Nisan 2009  
Kategori: Faydalı Dökümanlar, Yararlı bilgiler

İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ
RAPORLAR
KONTROLLER
BELGELER
LEVHALAR
ETİKETLER

SAĞLIKLA İLGİLİ RAPOR, KONTROL VE AŞILAR

1-Ağır ve Tehlikeli İşler Tüzüğüne uygun İşe Giriş Sağlık Raporu:

İşyerinde Ağır ve Tehlikeli İşlerde çalıştırılacak kimselerin, bünyelerinin yaptıkları işe uygun ve dayanıklı olup olmadığının belirlenmesi, uygun ve dayanıklı olmayanların çalıştırılmaması, uydun ve dayanıklı olanların çalıştırılması için alınması gerekli bir rapordur.

İş Kanununun 79 ve 80. Maddeler ile Ağır ve Tehlikeli İşler Tüzüğünün 3. Maddesi bu raporun alınmasını emretmektedir.

Bu raporu İşyeri Hekimi, İşçi Dispanserleri, bunların bulunmadığı yerlerde sırasıyla en yakın SSK Sağlık tesisleri ve hekimleri, Sağlık Ocağı, Hükümet veya Belediye doktorları tarafından verilir.

Raporun şekli ve hangi bilgilerin bulunacağı Tüzükte belirlenmiştir.

2-Periyodik (Yıllık, altı aylık, v.s.) sağlık kontrolleri:

Ağır ve Tehlikeli İşlerde yapılan çalışmalarda, işe girişte alınan sağlık raporu ile yetinilmeyecek periyodik olarak belli sürelerde işçiler sağlık kontrolünden geçirilecek ve kontrol neticeleri raporlara işlenecektir.

18 yaşından büyük işçilerin periyodik sağlık kontrolü süresi normal şartlarda bir senedir. 18 yaşını doldurmamış çocuk işçiler için periyodik sağlık kontrol süresi 6 aydır.
Ayrıca, yapılan işe göre, periyodik sağlık kontrolü süreleri 6 ay, 3 ay veya daha az da olabilir.

3-İşçilerde bulaşıcı hastalık olmadığına dair rapor:(57)
Gıda işinde çalışanların portör muayeneleri,

İşyerleri insanların toplu olarak bulundukları, toplu olarak çalıştıkları, birbirleri ile ilişkilerin çok fazla olduğu ortamlardır. Bu sebeple bu tür ortamlarda bulaşıcı hastalıkların yayılma ihtimali yüksektir. İşyerlerinde bulaşıcı hastalık çıkmaması, yayılmaması için gerekli tedbirlerin alınması ve kontrollerin yapılması gerekmektedir. Bu tedbirlerin en önemlisi, işçileri kontrol ettirerek, bulaşıcı hastalığı görülenlerin tecrit edilmesi ve tedavi edilmesidir. İşyerine işçi alırken de işçilerin bulaşıcı hastalıklarının olmamasına dikkat edilmelidir.

Gıda işleri ile ilgili çalışma yapan kimseler, bulaşıcı hastalık açısından çok daha önemlidir. Bu işçilerin daha kısa periyotlarla, daha iyi muayene edilmesi, Üç Aylık periyotlarla mutlaka PORTÖR muayenelerinin yaptırılması gerekmektedir. Bu kişilerin temizliklerine daha çok dikkat etmeleri, İşyeri yetkililerinin ve İşyeri Hekimlerinin bu konuda daha titiz davranmaları gerekmektedir.

4-Kurşunla çalışan işçilerin sağlık kontrolleri:

Kurşunla çalışan işçilerin, her üç ayda bir, sağlık muayenesine tabi tutulması, kurşun absorbsiyonunun ilk belirtilerinin klinik ve laboratuvar usulleri ile tespit edilmesi, işçinin hazım şikâyetleri olup olmadığının incelenmesi, diş etlerinde burton çizgisi oluşup oluşmadığının kontrolü, kolların ekstransiyon durumlarının incelenmesi, idrarda kopraporfırın aranması, kanda hemoglobin yüzdesinin ölçülmesi, bazofil granulasyonlu eritrosit sayımı yapılması, kanda ve idrarda kurşun aranması gerekmektedir.

5-Cıva ile ilgili işlerde çalışanların muayenesi:

Cıva ile çalışan işçilerin, her üç ayda bir, klinik ve laboratuvar usulleri ile sağlık muayeneleri yapılmalıdır. Tükürük artması, diş etlerinde ülserasyon, ellerde ve göz kapaklarındaki titremeler şeklindeki belirtileri bulunanlar yaptıkları işlerden ayrılacaklar, kontrol ve tedavi altına alınacaklardır.

6-Arsenik ile ilgili işlerde çalışanların sağlık muayeneleri:

Arsenik ile çalışan işçiler altı ayda bir klinik ve laboratuvar usulleri ile muayeneleri yaptırılacaktır.  İdrar, dışkı, kıl ve tırnaklardaki arsenik miktarı tayin edilecek, arsenik ile ilgili zehirlenme görülenler tedavi altına alınacaktır.

7-Fosforlu bileşiklerle yapılan çalışmalarda sağlık muayenesi:

Beyaz fosfor ile ilgili işçilerde çalışan işçiler, işe girişlerinde, işe giriş sağlık muayenesi ve periyodik sağlık muayeneleri ile birlikte çene ve dişleri filmleri çektirilecek çene nekrozu aranacaktır.
8-Kadmiyum, mağnezyum, Kromlu bileşikler, berilyumlu alaşımlar, Benzen, anilin, nitro amin türevleri, halojenli hidrokarbonlar, karbon sülfür,

9-Tozlu ortamlarda çalışanlar için göğüs radyografileri:

Tozlu yerlerde çalışacak işçiler, işe alınırken, genel sağlık muayeneleri yapılacak, göğüs radyografileri alınacak, solunum ve dolaşım sistemi hastalığı görülenler ile cilt hastalığı görülenler, göğüs yapısında bozukluk bulunanlar bu işlere alınmayacaktır.

10-Gürültülü yerde çalışanlar için kulak odiyogramları:

Gürültülü işlerde çalışacak işçilerin, işe alınırken, genel sağlık muayeneleri yapılacak, özellikle duyma durumu ve derecesi ölçülecek, kulak ve sinir sistemi hastalığı bulunanlar, hipertansiyonlu olanlar bu işlere alınmayacaktır.

Gürültülü işlerde çalışanlar, gürültü şiddetine göre tayin edilecek belli periyotlarda duyma durumu ve derecesinin kontrol ettirilmesi gereklidir.

11-Titreşimli çalışmalarda kemik, eklem ve damar yapısının muayenesi:

Titreşim yapan aletlerle çalışan işçilerin, periyodik olarak sağlık muayeneleri yaptırılacaktır. Kemik, eklem ve damar sistemleri ile ilgili hastalığı veya arızası görülenler, çalıştıkları işlerden ayrılacak, kontrol ve tedavi altına alınacaktır.

12-Enfraruj ışınlarla çalışmalarda göz muayenesi:

Enfraruj ışınlara maruz işçiler genel sağlık muayeneleri yapılacak, özellikle göz muayenesi yapılacak, görme durumu ve derecesi tayin edilecek, gözle ilgili arızası ve hastalığı görülenler bu tür işlerden ayrılacak, kontrol ve tedavi altına alınacaktır.

13-yeraltında, nemli, hava cereyanlı ve yetersiz ışıklı yerlerde çalışanların romatizma ve göz hastalığı açısından muayenesi:

Bu tür işlerde çalışanları, periyodik olarak genel sağlık muayeneleri yapılırken özellikle romatizma ve göz hastalığına dikkat edilecektir.

14-Atmosfer basıncından daha yüksek basınçlı ortamlarda çalışanların muayenesi:

Bu tür işlerde çalıştırılacak işçilerin, işe başladıkları günden itibaren 15 gün sora, adaptasyon muayenesine tabi tutulacak ve işin devamı süresince de periyodik sağlık muayeneleri yaplacaktır.

14-Radyoaktif maddelerle çalışmalarda muayene:

Radyasyonlu işlerde çalışanların, ne miktarda radyasyon aldıkları, özel cihazlarla ölçülecek, ayda bir defa değerlendirilecektir.

16-Tetanos aşısı:
Tetanos tehlikesi bulunan işlerde çalıştırılacak işçilere, antitetanik aşı yapılacaktır.

17-Brüselloz aşısı:
Brüsellöz bulaşma ihtimali olan işlerde çalışan işçiler aşılanacaktır.
SAĞLIK BİRİMİ İLE İLGİLİ BELGELER:

1-İşyeri Hekimi sözleşmesi, İşyeri Hekimi Sertifikası:
50 ve daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde, SSK hizmetleri dışında kalan, ilk yardım, acil tedavi ve koruyucu hekimlik gibi görevleri yapmak üzere İşyeri Hekimi görevlendirilmesi gerekmektedir.

İşyeri Hekimlerine SSK tarafından vizite yapma, iki güne kadar rapor verebilme ve ilaç yazma yetkisi verilebilir. Bu iznin verilmemesi de mümkündür. Bu iznin verilmemiş olması İşyeri Hekimi sayılmayacağı anlamına gelmez. Aksine bu yetkinin verilmesi İşyeri Hekimim işini artıracağı için İşyerinde daha fazla çalışmasını zorunlu hale getirir.

İşyeri Hekimi alınırken, İşyeri Hekimi Sertifikası olanlar tercih edilir. Eğer böyle bir hekim bulunamazsa sertifikasız hekim de İşyeri Hekimi olarak görevlendirilebilir.

İşyeri Hekiminin çalışma süresi hesabında işçi sayısı esas alınır. İşyeri Hekimleri, İşyerindeki her işçiye ayda en az 15 dakika düşecek şekilde bir süre çalıştırılması gereklidir. Eğer İşyeri Hekimi poliklinik hizmetleri de görüyor ise, bu hizmetlerde geçen sürenin çalışma süresine ilave edilmesi(Çalışma süresinin artırılması) gereklidir.

Sürekli olarak 1000 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinin tam gün çalışan İşyeri Hekimi istihdam etmeleri gereklidir.

2-Sağlık Memuru diploması, Hemşire diploması,

Ağır ve Tehlikeli İşlerin yapıldığı işyerlerinde sağlık memuru veya hemşire istihdamı zorunludur.

3-İlk yardım ve kurtarma kursu görmüş elemanların kurs belgeleri,

Ağır ve Tehlikeli İşlerin yapıldığı İşyerlerinde her vardiyada en az bir kişi İlk Yardım ve Kurtarma kursu görmüş eleman bulundurulması zorunludur.

Eğer ekip halinde işyeri dışında çalışma yapılıyorsa, her ekipte yine ilk yardım ve kurtarma kursu görmüş elemanların bulundurulması gereklidir.

4-İşyeri Sağlık Biriminin Yıllık Çalışma Cetveli
“      “        “       “      “    Raporu,
İşyeri sağlık Biriminin yıllık çalışmalarını özetleyen bir rapor düzenlemelidir.

5-İçme suyu tahlili,

İşyerindeki içme suyu ve kullanma suyu belli periyotlarda tahlili yapılmalı ve kullanılmasında ve içilmesinde sakıncanın olmadığı belirlenmelidir.

*    *    *    *    *    *    *    *    *    *    *

YANGINA KARŞI ALINAN TEDBİRLERLE İLGİLİ BELGELER

1-Seyyar Yangın söndürme cihazının kontrolü,

Seyyar yangın söndürme cihazları yangın başlangıcında çok etkili olarak kullanılmaktadır. Bu sebeple her İşyerinde yeterli miktarda ve evsafta bu cihazlardan bulundurulması gereklidir. Ancak bunların periyodik kontrol ve bakımları yaptırılmaz ise ihtiyaç anında kullanılamamaktadır. İşyerlerine fayda yerine zarar vermektedir. Çünkü yetkililer bu cihazlara güvenmekte fakat kontrolsüzlük sebebiyle cihazlar görev yapmayınca büyük zararlara sebebiyet verilmektedir.

Seyyar yangın söndürme cihazları 6 ayda bir kere kontrol edilmeli ve kontrol tarihleri üzerlerine asılacak etiketlerde belirtilmelidir.

Köpüklü tip(Sodyum bikarbonat-asitli) yangın söndürme cihazları, en az senede bir defa tamamen boşaltılıp yeniden doldurulması gerekmektedir.

Karbodioksit, bikarbonat tozlu, karbon tetraklörür’lü  ve benzeri  kimyasal maddeli cihazlar kullanıldıktan sonra tekrar doldurulmalıdır.

2-Altı ayda bir alarm ve tahliye denemeleri,

İşyerlerinde altı ayda bir, alarm ve tahliye denemeleri yapılmalı, bu denemeler, yetkili ve tecrübeli bir şef, işyeri bekçileri ve yeteri kadar yardımcıdan kurulu bir ekibin gözetimi altında yapılacak ve işyeri yangın planlarına uygun olarak tertiplenecektir.

3-Yangın söndürme ekipleri ve eğitimleri:

Özel itfaiye teşkilatı bulunmayan işyerlerinde, bekçiler ile çalışanlar arasında seçilecek yeterli sayıda yardımcı personelden bir yangın söndürme ekibi oluşturulacak ve bu personele, yangın anında yapılacak görevler gösterilecek, yangına karşı savunma eğitimi yapılacak, hangi tür söndürme alet ve cihazlarının hangi tür yangınlarda nasıl kullanılacağı, nazari ve ameli olarak gösterilecek, yeterli eğitim yapılacaktır.

4-İtfaiye Teşkilatının ayda bir yapılan yangın savunma ve söndürme denemeleri,

Özel itfaiye teşkilatı bulunan işyerlerinde, en az ayda bir defa, yangın savunma söndürme kurtarma denemeleri yapılacak, bu denemeler gerçek yangın şartlarında yapılacak, gerekli malzeme ve teçhizatın nasıl kullanılacağı öğretilecektir.

5-Par. Pat. Maddelerin bulunduğu yerlerde ateş ve kıvılcım yasağını belirten uyarı levhaları,

Parlayıcı, patlayıcı maddelerle iştigal edilen işyerlerinde, açık ateş ve kıvılcım yasağını belirten uyarı levhaları bulunacaktır.

6-Yangın hortumlarının kontrolü:

Lastik olmayan hortumlar, her kullanıştan sonra boşaltılıp kurutularak kontrol edilecek, lastik hortumlar en geç üç ayda bir kontrol edilecektir,

7-Motopompların kontrolü:

İşyerinde yangın söndürmek için kullanılan motopomplar en az altı ayda bir kere kontrol ettirilecektir. Her gün beş dakika su ile işletme deneyi yapılacaktır.

*    *    *    *    *    *    *    *    *

MAKİNE TEZGAH VE TESİSLERİN KONTROL VE DENEYLERİ

1-Asansörün kontrolü:

Asansörler, yetkili teknik elemanlar tarafından belli periyotlarda kontrol edilecek ve kontrol belgesi düzenlenecektir.

2-Kaldırma araçlarının kontrolü:

Kaldırma makineleri ve araçları her çalışmaya başlamadan önce, operatörleri tarafından kontrol edilecek, çelik halatlar, zincirler, sapanlar, kasnaklar, frenler, otomatik durdurucular yetkili teknik bir eleman tarafından kontrol edilecek ve kontrol belgesi düzenlenerek işyerindeki özel dosyasında saklanacaktır.

3-Kazanların kontrolü:

Kazanlar (Her türlü kazan, sıcak su kazanı, buhar kazanı v.s.) imalatının bitiminde, montajı yapılıp kullanılmaya başlamadan önce, kazanlarda yapılan değişiklik onarım ve revizyonlardan sonra, yılda bir periyodik olarak ve en az üç ay kullanılmayıp yeniden servise girmeden önce, kontrol ve deneyleri Hükümet veya Mahalli İdarelerce kabul edilen yetkili teknik elemanlar tarafından yaptırılarak sonuçları sicil kartına veya defterine işlenecektir.

4-Vülkanızatör ve devülkanizatörlerin kontrolü:

Vülkanizatör ve Devülkanizatörler, üç ayı geçmemek üzere, periyodik olarak, yetkili teknik elemanlar tarafından kontrol edilecek; kontrol sonuçları sicil kartına veya defterine işlenecektir.

5-Basınçlı su ve hava tanklarının kontrolü:

Basıçlı su ve hava tankları belli periyotlarda  muayeneleri yapılacak ve sonuçlar sicil defterine işlenecektir.

6-Basınçlı asit kaplarının kontrolü:

Basınçlı asit kapları, içindeki asit tamamen boşaltılıp, yıkandıktan ve kurulandıktan sonra kontrol edilecektir.

7-Akaryakıt tanklarının (SPG tanklarının ) kontrolü:

8-Basınçlı  gaz tüplerinin kontrolü:

Basınçlı gaz tüplerini dolduran her firma, satışa çıkarmadan önce, uygun aralıklarla, belirli zamanlarda, tüp ve teferruatını muayene edecek veya ettirecek; hidrolik basınç deneyi, ağırlık deneyi, hacim deneyi gibi deneyler yapacak veya yaptıracaktır. Bunlarla ilgili belgeleri satış ile birlikte alıcıya verecektir.

9-Asetilen tüplerinin kontrolü:

Asetilen tüpleri belirli periyotlarla aşağıda belirtilen muayene ve deneylere tabi tutulacaktır:

-Genel dış muayene,
-Tüpün absorbsiyon malzemesi ile yeteri kadar dolu olup olmadığının kontrolü,
-Tüpü absorbsiyon malzemesi ve asetonla beraber tartma,
-Basınç deneyi(Bu deney ya 60 kg/cm2 basınçla su ile veya tüpte bulunan absorbsiyon malzemesinin boşaltılamadığı hallerde yine 60 kg/cm2 basınçlı aseton veya argon ile yapılacaktır)

10-Havalandırma tesisatının kontrolü:

Havalandırma tesisatları çok sık kirlenen, kanalları dolan ve kısa zamanda görev yapmaz duruma gelen tesisatlardır. Bu sebeple havalandırma tesisatının sık sık temizlenmesi ve bakımı gerekmektedir. Havalandırma tesisatları günlük ve haftalık bakımlardan başka, yetkili teknik elemanlar tarafından üç ayda bir kere kontrol edilmesi ve çalışır durumda olduğunun belgelenmesi gereklidir.

11-Marangoz makinelerinin kontrolü:

Şerit testere ve bıçkı makineleri testerelerinin, bağlantılarının en az ayda bir kere kontrol edilmesi gerekmektedir.

12-Basınçlı kaplardaki emniyet supaplarının kontrolü:

Emniyet supapları her vardiyada veya günde en az bir kere denenecektir.

13-Fırın ve ocakların kontrolü:

Fırın ve ocaklar malzemesi, yapısı ve teçhizatı bakımından fenne ve tekniğe uygun olacak, ateşlemeden önce bunların bağlantıları ve cihazları kontrol edilecektir.

14-Elektrikli el aletlerinin kontrolü:

Elektrikli el aletleri aletlerinin kullanılmasında, elektriğe çarpılma şeklinde ölümcül kazalara çok sık rastlanmaktadır. Bu sebeple elektrikli el aletleri kullanılmadan önce yetkili elemanlar tarafından özellikle, topraklama durumu, motorun kıvılcım durumu, fiş piriz sistemleri kontrol edilmelidir.

15-Tam yalıtılmış elektrik cihazlarının kontrolü:

Tam yalıtılmış elektrikli cihazların uygunluğu yetkili makamlar tarafından onaylandıktan sonra cihazın güvenli durumunu bozacak herhangi bir değişiklik yapılmamalıdır.

16-Elektrik tesisatının (Aydınlatma dahil) kontrolü:

Par.Pat.Zar.ve Teh.İşler Tüz. Kapsamındaki İşyerindeki bütün elektrik tesisat(Aydınlatma tesisatı dahi) senede bir kere yetkili teknik elemanlar tarafından kontrol ettirilerek uygun olduğuna dair belge alınması gereklidir.

17-Paratöner tesisatının kontrolü:

Paratöner her sene yetkili teknik elemanlar tarafından kontrol edilerek, kontrol belgesi düzenlenmelidir.

18-Topraklama tesisatının kontrolü:

Bütün topraklama tesisatı (Statik elektrik topraklamaları dahil) her sene yetkili teknik elemanlar tarafından kontrol edilmeli, kontrol değerleri belirtilerek bir rapor düzenlenmelidir.

19-Boru tesisatının kontrolü:

İşyerindeki boru tesisatının periyodik olarak kontrol edilerek, kusurlu, hatalı, aşınmış ve bozulmuş yerlerin değiştirilmesi gereklidir.

20-İçinde sıvı bulunan tank ve depoların kontrolü:

İçinde tehlikeli sıvıların bulunduğu tank ve depolar en geç yılda bir defa kontrol edilecektir.

21-Taban ve asma kat döşemelerinin kontrolü:

Taban ve asma katların döşemeleri, üzerine konacak malzemeye dayanıklı olmalı, metrekare hesabı ile taşıyabilecekleri azami ağırlık miktarı yetkili teknik elemanlar tarafından tespit edilmelidir. Azami yükten fazla yüklenmemelidir.

22-Kişisel koruyucuların kontrolü:

Kişisel koruyucular bakımlı olmalı, koruma özelliği devam etmelidir. Özellikle emniyet kemerlerinin, kesik veya kusurlu olup olmadığı, perçin ve dikişlerinin sağlam olup olmadığı kontrol edilmeli, arızalar giderilmeli, kusurlar düzeltilmelidir.

*    *    *    *    *    *    *    *    *    *

EHLİYETLER:

1-Kazancı Belgesi,

Kazanların,  ehliyetli ve ehil kişiler tarafından işletilmesi gereklidir. Çünkü kazanların fenne ve tekniğe uygun işletilmemesi durumunda, çok büyük basınçlara ulaşması ve patlaması dolaysıyla büyük kazaların meydana gelme ihtimali mevcuttur.

Kazancılar,, genel manada kazanlarla ilgili gerekli bilgileri bilmelerinin yanında özellikle kullandıkları kazanlar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmaları gerekmektedir.

2-Patlayıcı Madde Ateşleme Belgesi,

Patlatıcı maddelerin kullanılması, bu konuda yetiştirilmiş ve yetkililer tarafından görevlendirilmiş Patlayıcı Madde Kullanma Yetki Belgesi olan ateşleyiciler tarafından yapılmalıdır.
3-İş Makinesi Operatör Belgesi

İş Makineleri, bu konuda yetiştirilmiş ehil operatörler tarafından yapılması gerekmektedir.

Bu konuda mevzuatta düzenlenmiş bir şekil veya prosedür bulunmamaktadır. Bu durum, İşverenin , çalıştırdığı kişiye, yaptığı iş ile ilgili olarak gerekli eğitimi yapması mecburiyeti çerçevesinde düşünülmelidir. Bu durumda, İşveren, elemanını, yeterli bir kurstan geçirerek operatör belgesi verebilir ve işçisini operatör olarak çalıştırabilir.

4-G sınıfı ehliyeti

Trafiğe çıkacak iş makinelerini kullanacak kişilerin G sınıfı sürücü belgelerinin olması gereklidir.

5-Römork kullanma ehliyeti

Aracına römork takacak sürücülerin ise, aracına römork takarak sürebileceği hususunun ehliyetine işlenmesi gerekmektedir.

6-Bonservis,

Bonservis, bir kişinin, herhangi bir yerde, çalışmış olduğunu gösteren bil belgedir. Tek başına yeterlik belgesi veya operatör belgesi olarak düşünülmemelidir.

7-Ustalık Belgesi

Çıraklık yasasına göre verilen bil belgedir. Yaptığı işte ehil olduğunu gösterir.

8-Eğitici ustalık belgesi

Eğitici ustalık belgesi ise, ustanın işinde ehil olmasının yanında aynı zamanda yanına çırak alabileceğini, çırak yetiştirebileceğini gösteren bir belgedir.

9-İşe girişte iş güvenliği eğitimi,  işyerine ve işe adaptasyon:

İşyerlerinde, özellikle Ülkemizde, işçi sirkülâsyonu çok fazladır. İşçilerin de büyük çoğunluğu tarladan gelmekte, sanayi ve fabrika tecrübesi bulunmamaktadır. Bu sebeple, işçiler işe alındıklarında, İşyerine ve işe adaptasyon eğitinin verilmesi çok önemlidir. Bu eğitimde ağırlıklı olarak işçi sağlığı ve iş güvenliği konuları işlenmelidir. Bu şekilde, işyeri ve iş acemiliğinden kaynaklanacak kazalara sebep olunmamalıdır.

Bu eğitimin belgelenmesi yetkililerin görmesi açısından önemli olduğu gibi, işçiler açısından da önemlidir. Çünkü işçilerin, kendilerine öğretilip, altına imzalarını attıkları tedbirlere uymakta daha gayretli oldukları, kendilerini daha sorumlu hissettikleri bilinen bir gerçektir.

İŞYERİNDE TUTULMASI GEREKLİ DEFTER VE KAYITLAR

1-İş Güvenliği Kurulu Defteri,

İşçi sağlığı ve iş güvenliği Kurulu, işyerinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği hakkında gerekli çalışmaları yapan, gerekli tedbirleri öneren, uygulatan, kontrol eden, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda en yetkili bir kuruldur. Bu kurulun çalışmalarının bir deftere işlenmesi gerekmektedir. İşte bu defter İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu Defteridir.

Bu kurulun çalışmasında, İşyeri Hekiminin ve İş Güvenliği uzmanının lokomotif görevi görmeleri gerekmektedir. Çünkü İşçi sağlığı ve İş Güvenliği konusunda en çok bilgi sahibi olan kişiler bular olmalıdır.

Eğer iş güvenliği uzmanı, sadece iş güvenliğine bakan teknik bir kişi olmaz ise bu görevini yeterli olarak yerine getirmesi zorlaşmaktadır. Çünkü işçi sağlığı ve iş güvenliği konusu, hukuki ve teknik, sosyal ve ekonomik boyutu olan çok geniş bir konudur. Bu geniş konuyu, herhangi bir işe (Personel Müdürlüğüne veya İşletme Müdürlüğüne ilave olarak) ilave olarak yürütebilmek, kamil manada yürütebilmek mümkün değildir.

İş Güvenliği uzmanları, sadece bu işten sorumlu olmalı ve etkili ve yetkili şekilde yönetimin üst mercilerine bağlı olarak çalışmalıdır.

2-Yapı İş defteri

Yapı İş Defteri İnşaat işyerlerinde, inşaatın Fenni Sorumlusu tarafından tutulan bir defterdir. Bu deftere, işyerinde alınan emniyet ve sağlık tedbirleri yazılmalıdır.

Bu defterin birinci sayfası usulüne uygun olarak doldurulduktan sonra Çal.Sos.Güv.Bak.Bölge Müdürlüğü tarafından bütün sayfaları mühürlenerek tasdik edilir.

3-Fenni Nezaretçi Rapor Defteri

Fenni nezaretçinin yaptığı denetim neticelerini, önerilerini yazdığı noterce onaylı bir defterdir.

4-Pat. Mad. Kayıt Defteri,

Patlayıcı madde depolarında bulunan, patlayıcı madde giriş ve çıkışının yazıldığı ve sorumlularının belirtildiği bir defterdir.

5-Patlayıcı Maddelere İlişkin Yönerge:

Patlayıcı maddelerin taşınması, depolanmasına ilişkin, Fenni nezaretçi tarafından hazırlanan bir yönergedir. Bu Yönergede, tesis ve genel durum planları, nem bozulma ve donmaya karşı koruma, Tecrit, Havalandırma, patlama ve yangına karşı önlemler, yangın anında gaz ve dumanların boşaltılması ile ilgili hususlar belirtilir.

6-İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği İç Yönetmeliği:

Her işyerinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından riskleri farklıdır. Bu sebeple işyerlerinde genel mevzuat hükümlerinden başka bazı kaidelerin getirilmesi, bazı düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurullarının görevlerinden biri de, İşyerinde uyulması gerekli sağlık ve güvenlik kaidelerinin bulunduğu bir İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği İç Yönetmeliği taslağı hazırlamak, bu taslağı İşverene sunup tasdik ettirdikten sonra(Yönetmelik haline geldikten sonra) işyerinde uygulanmasını sağlamaktır.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği İç Yönetmelikleri, İşyerlerinde el kitapçığı şeklinde düzenlenmekte ve işçilere dağıtılarak, işçiler eğitilerek, bu yönetmeliğe uyulması sağlanmaktadır.

7-Taş ocağı Açık İşletme Yönergesi(M.T.O.H.T.M.363)

Bu Yönerge, Taş ocaklarında (Açık İşletmelerde) İşyerinin fenni nezaretçisi tarafından hazırlanan, İşyerinde emniyetli çalışma yapmaya yönelik olan,

- Kademelere verilecek en çok yükseklik,
- Güvenle çalışmaya olanak verecek kademe düzlüğü genişliği,
- İşyerinin şartlarına göre kademelere verilmesi gereken şev derecesi
- Lağım derinliği ve konulacak patlayıcı madde miktarı
- Ateşleme sırasında makinelerin ve işçilerin güvenlikleri için alınacak tedbirler,
- Makinelerin çalışma koşulları, yükleme boşaltma yerleri, manevra yerleri,
- Patlayıcı madde doldurma sıkılama ve ateşleme sırasında güvenlik tedbirleri,
- Çalışma yerine görevlilerden başkasının girmemesine yönelik önlemler,
- Patlayıcı madde depolanması, taşınması ve patlatılmasına dair tedbirleri,  içeren bir yönergedir.

4-İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistik Fişi

İşyerinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği çalışmalarının neticesi durumunda bulunan , iş kazalarında , meslek hastalıklarında ve iş günü kayıplarındaki müspet gelişmeyi görebilmek için İşyerinde yapılan istatistik çalışmasıdır.

*    *    *    *    *    *    *    *    *

ETİKETLER VE LEVHALAR

1-Asansör kabinlerinde azami yükü gösterir levha,

2-Vinçlerde azami yükü gösterir levha,

3-Ecza dolaplarının, kaç numaralı dolap olduğu ve içinde bulunan malzemelerin listesi,

4-Motopompların kontrol tarihlerini gösterir etiket,

5-Zımpara taşı tezgahında gözlüksüz çalışma yasağını belirten levha,

6-Basınçlı kaplar üzerinde etiket,

7-Kompresörler üzerinde etiket,

8-Kazanlar üzerindeki etiket,

8-Motorlu araçların ve römorkörlerin taşıyabilecekleri en fazla yük,

8-Par.Pat.Teh.ve Zar.Mad. bulunan kap ve ambalajların etiketleri,

9-Seyyar yangın söndürme cihazlarının kontrol tarihleri,

10-Basınçlı gaz tüplerinin etiketleri,
11-Karpit bulunan kapların üzerine “Karpit Kuru Tutulacak” yazılı etiket,

12-Asetilen jeneratörünün üzerindeki etiket,

13-Muhtelif ikaz levhaları

İŞVERENLERİN BİLDİRİMLERİ VE İZİN TALEPLERİ

1-İşyeri bildirimi(İ.K.M.3)

2-İş Kazasının bildirimi(İ.K.M.73)

3-Kurma izni beyannamesi(İ.K.Geçici M.2)

4-İşletme belgesi alınması

5-Sağlık Kuralları Bakımından Günde Yedi Buçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşlerin bildirimi(İlgili Tüz.M.6)

6-Gece postalarında kadın işçi çalıştırma izni(İlgili Tüz.M.9)

7-Gece postalarında çalışan kadın işçilerin kimlikleri

8-Ağır ve Teh.İşl.Çal. İşçilerin kimlikleri

9-İşçi postalarının sayısı ve çalıştırılacak işçilerin bildirimi(Pos. Hal. İşçi Çal. Yür. İşl. Çal. İlş. Bazı Usul ve Kurallar Hak.Tüz.Md.2)

10-Postaların 15 günde bir değiştirilmesi izni,

11-Fazla çalışma yaptırılması izni(Fazla Çalışma Tüz.Mad.6)

12-Hazırlama tamamlama ve temizleme işlerinde çalışacak işçilerin, çalışma şartlarının bildirimi (Haz.Tam.Tem.İşl. Tüz.Mad.6)

13-Askeri İşyerleriyle Yurt Emniyeti İçin Gerekli Maddeler İmal Olunan İşyerlerinin Denetim ve Teftişi Hak. Tüzük kapsamında olan

14-İşyerlerinin bildirimi,

15-Emzirme odaları ve çocuk bakım yurtlarında tutulacak kayıtlar:

YANGINA KARŞI ALINAN TEDBİRLERLE İLGİLİ BELGELER:

1.    İtfaiye teşkilatının aylık tatbikatları
2.    Yangın söndürme ekipleri ve eğitimi
3.    Alarm ve tahliye denemeleri
4.    Seyyar Yan.Sön.Cihz. Kontrolü
5.    Yangın hortumlarının kontrolü
6.    Motopompların kontrolü
7.    Yangın söndürme tüplerinin testi
8.    Ateş ve kıvılcım yasağını belirten levhalar

MAKİNA TEZGAH VE TESİSLERİN
KONTROL VE DENEYLERİ

1.    Asansörlerin kontrolü
2.    Kaldırma araçlarının kontrolü
3.    Forkliftlerin kontrolü
4.    Kazanların testi ve kontrolü
5.    Basınçlı Kap. “        “
6.    Vünkanizatörlerin      “
7.    Basınçlı su ve hava tanklarının kontrolü
8.    Basınçlı asit tanklarının          “
9.    Akaryakıt tanklarının kontrolü
10.    SPG tanklarının         “
11.    Basınçlı gaz tüplerinin “
12.    Asetilen tüplerinin     “
13.    Havalandırma tesisatının  kontrolü
14.    Marangoz makinelerinin kontrolü
15.    Emniyet supaplarının  kontrolü
16.    Fırın ve ocakların kontrolü
17.    Elektrikli el aletlerinin kontrolü
18.    Tam yalıtılmış elektrik cihazlarının kontrolü
19.    Elektrik tesisatının kontrolü
20.    Topraklama tesisatının kontrolü
21.    Boru tesisatının kontrolü
22.    İçinde sıvı bulunan tank ve depoların kontrolü
23.    Taban ve asma katların kontrolü
24.    Kişisel koruyucuların kontrolü

EHLİYETLER

1.    Kazancı belgesi
2.    Patlayıcı madde ateşleme belgesi
3.    İş makinesi operatörü belgesi
4.    G sınıfı sürücü belgesi
5.    Römork kullanma belgesi
6.    Bonservis
7.    Ustalık belgesi
8.    Eğitici ustalık belgesi
9.    Yapılan eğitimlerle ilgili belgeler

İŞYERİNDE TUTULMASI GEREKLİ DEFTER VE KAYITLAR

1.    İş Güvenliği Kurulu defteri
2.    İş güvenliği içi yönetmeliği
3.    İş kazaları meslek hastalıkları istatistik  fişi
4.    Yapı İş defteri
5.    Fenni nezaretçi defteri
6.    Patlayıcı madde kayıt defteri
7.    Patlatıcı maddeye ilişkin yönerge
8.    Taş ocağı açık işletme yönergesi

ETİKETLER VE LEVHALAR
1.    Asansör kabininde azami yükü gösteren levha
2.    Vinçlerde azami yükü gösteren levha
3.    Ecza dolabı malzeme listesi
4.    Motopompların kontrol levhası
5.    Seyyar Yan. Cihaz.Kontrol kartı
6.    Gözlüksüz çalıma yasağı levhası
7.    Basınçlı kapların etiketleri
8.    Kompresörlerin etiketleri
9.    Kazanların etiketleri
10.    Araçların azami yük levhaları
11.    Par.Pat.Mad.kaplarının etiketleri
12.    Basınçlı gaz tüpleri etiketleri
13.    Karpit kuru tutulacak yazılı levha
14.    Asetilen jeneratörü etiketi
15.    Muhtelif ikaz levhaları

İŞVERENİN BİLDİRİMLERİ VE İZİN TALEPLERİ
1.    İşyeri bildirimi
2.    Kurma izni beyannamesi
3.    İşletme belgesi alınması
4.    İş kazası bildirimi
5.    7,5 saat ve daha az çalışılması gerekli yerler ile ilgili bildirim
6.    Gece postalarında kadın işçi çal.izni
7.    Gece postalarında çalışan kadın işçilerin kimlikleri
8.    Ağır ve teh.işl.çal.işçilerin kimlikleri
9.    İşçi postalarının sayısı ve çalışanların bildirimi
10.    Postaları 15 günden bir değiştirme izni
11.    Fazla çalışma yaptırma izni
12.    Hazırlama tamamlama ve temizleme işlerinde çalışacak işçilerin çalışma şartlarının  bildirimi.

İŞ KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

Yazan: admin 17 Nisan 2009  
Kategori: Faydalı Dökümanlar, Yararlı bilgiler

İŞ KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI
HAKKINDA KANUN

Kanun No. 5763    Kabul Tarihi: 15/5/2008
MADDE 1 – 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Bu Kanunun 2 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre iş alan alt işveren; kendi işyerinin tescili için asıl işverenden aldığı yazılı alt işverenlik sözleşmesi ve gerekli belgelerle birlikte, birinci fıkra hükmüne göre bildirim yapmakla yükümlüdür. Bölge müdürlüğünce tescili yapılan bu işyerine ait belgeler gerektiğinde iş müfettişlerince incelenir. İnceleme sonucunda muvazaalı işlemin tespiti halinde, bu tespite ilişkin gerekçeli müfettiş raporu işverenlere tebliğ edilir. Bu rapora karşı tebliğ tarihinden itibaren altı işgünü içinde işverenlerce yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Rapora altı iş günü içinde itiraz edilmemiş veya mahkeme muvazaalı işlemin tespitini onamış ise tescil işlemi iptal edilir ve alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılır.”
“Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulması, bildirimi ve işyerinin tescili ile yapılacak sözleşmede bulunması gerekli diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 2 – 4857 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Özürlü ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu
MADDE 30 – İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç özürlü, kamu işyerlerinde ise yüzde dört özürlü ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır.
Bu kapsamda çalıştırılacak işçi sayısının tespitinde belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesine göre çalıştırılan işçiler esas alınır. Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür. Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz, yarım ve daha fazla olanlar tama dönüştürülür. İşyerinin işçisi iken sakatlananlara öncelik tanınır.
İşverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlarlar. Bu kapsamda çalıştırılacak işçilerin nitelikleri, hangi işlerde çalıştırılabilecekleri, bunların işyerlerinde genel hükümler dışında bağlı olacakları özel çalışma ile mesleğe yöneltilmeleri, mesleki yönden işverence nasıl işe alınacakları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Yer altı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamaz ve yukarıdaki hükümler uyarınca işyerlerindeki işçi sayısının tespitinde yer altı ve su altı işlerinde çalışanlar hesaba katılmaz.
Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye altı aylık ücret tutarında tazminat öder.
Özel sektör işverenlerince bu madde kapsamında çalıştırılan 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi özürlü sigortalılar ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen korumalı işyerlerinde çalıştırılan özürlü sigortalıların, aynı Kanunun 72 nci ve 73 üncü maddelerinde sayılan ve 78 inci maddesiyle belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin tamamı, kontenjan fazlası özürlü çalıştıran, yükümlü olmadıkları halde özürlü çalıştıran işverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları her bir özürlü için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin yüzde ellisi Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şarttır. Bu fıkraya göre işveren tarafından ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi halinde, Hazinece Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak ödemenin gecikmesinden kaynaklanan gecikme zammı, işverenden tahsil edilir. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir.
Bu maddeye aykırılık hallerinde 101 inci madde uyarınca tahsil edilecek cezalar, özürlülerin ve eski hükümlülerin mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu, kendi işini kurmaları, özürlünün iş bulmasını sağlayacak destek teknolojileri ve bu gibi projelerde kullanılır. Tahsil edilen cezaların kullanımına ilişkin hususlar, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün koordinatörlüğünde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ve Türkiye Sakatlar Konfederasyonu ile en çok işçi ve işvereni temsil eden üst kuruluşların birer temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından karara bağlanır. Komisyonun çalışma usul ve esasları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Eski hükümlü çalıştırılmasında, kanunlardaki kamu güvenliği ile ilgili hizmetlere ilişkin özel hükümler saklıdır.”
MADDE 3 – 4857 sayılı Kanunun 78 inci maddesi, madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İş sağlığı ve güvenliği yönetmelikleri
MADDE 78 – Bu Kanuna tabi işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği şartlarının belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması, işyerlerinde kullanılan araç, gereç, makine ve hammaddeler yüzünden çıkabilecek iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi ve özel durumları sebebiyle korunması gereken kişilerin çalışma şartlarının düzenlenmesi, ayrıca iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygunluğu yönünden; işçi sayısı, işin ve işyerinin özellikleri ile tehlikesi dikkate alınarak işletme belgesi alması gereken işyerleri ile belgelendirilmesi gereken işler veya ürünler ve bu belge veya belgelerin alınmasına ilişkin usul ve esaslar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda yapılacak risk değerlendirmesi, kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaların usul ve esasları ile bunları yapacak kişi ve kuruluşların niteliklerinin belirlenmesi, gerekli iznin verilmesi ve verilen iznin iptal edilmesi Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.”
MADDE 4 – 4857 sayılı Kanunun 81 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri
MADDE 81 – İşverenler, devamlı olarak en az elli işçi çalıştırdıkları işyerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi, işçilerin ilk yardım ve acil tedavi ile koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla, işyerindeki işçi sayısı, işyerinin niteliği ve işin tehlike sınıf ve derecesine göre;
a) İşyeri sağlık ve güvenlik birimi oluşturmakla,
b) Bir veya birden fazla işyeri hekimi ile gereğinde diğer sağlık personelini görevlendirmekle,
c) Sanayiden sayılan işlerde iş güvenliği uzmanı olan bir veya birden fazla mühendis veya teknik elemanı görevlendirmekle,
yükümlüdürler.
İşverenler, bu yükümlülüklerinin tamamını veya bir kısmını, bünyesinde çalıştırdığı ve bu maddeye dayanılarak çıkarılacak yönetmelikte belirtilen vasıflara sahip personel ile yerine getirebileceği gibi, işletme dışında kurulu ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak da yerine getirebilir. Bu şekilde hizmet alınması işverenin sorumluklarını ortadan kaldırmaz.
İşyeri sağlık ve güvenlik biriminde görevlendirilecek işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları ve işverence görevlendirilecek diğer personelin nitelikleri, sayısı, işe alınmaları, görev, yetki ve sorumlulukları, çalışma şartları, eğitimleri ve belgelendirilmeleri, görevlerini nasıl yürütecekleri, işyerinde kurulacak sağlık ve güvenlik birimleri ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin nitelikleri, ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alınmasına ilişkin hususlar ile bu birimlerde bulunması gereken personel, araç, gereç ve teçhizat, görevlendirilecek  personelin  eğitim ve nitelikleri Sağlık  Bakanlığı, Türk Tabipleri Birliği ve Türk Mimar Mühendis Odaları Birliğinin görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kamu kurum ve kuruluşlarında ilgili mevzuatına göre çalıştırılmakta olan hekimlere, üçüncü fıkrada öngörülen eğitimler aldırılmak suretiyle ve aslî görevleri kapsamında, çalışmakta oldukları kurum ve kuruluşların asıl işveren olarak çalıştırdıkları işçilerin işyeri hekimliği hizmetleri gördürülür. Bu kurum ve kuruluşların diğer personel için oluşturulmuş olan sağlık birimleri, işyeri sağlık ve güvenlik birimi olarak da kullanılabilir.”
MADDE 5 – 4857 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “çocuklar” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile çalıştığı işle ilgili mesleki eğitim almamış işçiler” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 6 – 4857 sayılı Kanunun 88 inci maddesinde yer alan “kurulması gerektiği” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya hangi hallerde dışarıdan hizmet alabilecekleri” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 7 – 4857 sayılı Kanunun 95 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İşyerinin açılmasına izin vermeye yetkili belediyeler ile diğer ilgili makamlar bu izni vermeden önce, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca iş mevzuatına göre verilmesi gerekli işletme belgesinin varlığını araştırır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca işletme belgesi verilmemiş işyerlerine belediyeler veya diğer ilgili makamlarca açılma izni verilemez.”
MADDE 8 – 4857 sayılı Kanunun 98 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki işyeri bildirme yükümlülüğüne aykırı davranan işveren veya işveren vekiline, çalıştırılan her işçi için yüz Yeni Türk Lirası, 85 inci madde kapsamındaki işyerlerinde ise çalıştırılan her işçi için bin Yeni Türk Lirası, 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki işyerini muvazaalı olarak bildiren asıl işveren ile alt işveren veya vekillerine ayrı ayrı on bin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir.”
MADDE 9 – 4857 sayılı Kanunun 105 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 105 – Bu Kanunun;
a) 78 inci maddesinde öngörülen yönetmeliklerdeki hükümlere uymayan işveren veya işveren vekiline, alınmayan her iş sağlığı ve güvenliği önlemi için iki yüz Yeni Türk Lirası, alınmayan önlemler için izleyen her ay aynı miktar,
b) 86 ncı maddesi uyarınca işçilere doktor raporu almayan işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için, 87 nci maddesi gereğince çocuklara doktor raporu almayan işveren veya işveren vekiline bu durumdaki her çocuk için iki yüz Yeni Türk Lirası,
c) 77 nci maddesine aykırı hareket eden, 78 inci maddesi gereği işletme belgesi almadan işyeri açan veya belgelendirilmesi gereken işler veya ürünler için belge almayan, 79 uncu maddesi gereğince faaliyeti durdurulan işi izin almadan devam ettiren veya kapatılan işyerlerini izinsiz açan, 80 inci maddesinde öngörülen iş sağlığı ve güvenliği kurullarının kurulması ve çalıştırılması ile ilgili hükümlere aykırı davranan, iş sağlığı ve güvenliği kurullarınca alınan kararları uygulamayan, 81 inci maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen, 88 ve 89 uncu maddelerinde öngörülen yönetmeliklerde gösterilen şartlara ve usullere uymayan işveren veya işveren vekiline biner Yeni Türk Lirası,
d) Bu Kanunun 85 inci maddesine aykırı olarak ağır ve tehlikeli işlerde onaltı yaşından küçükleri çalıştıran veya aynı maddede belirtilen yönetmelikte gösterilen yaş kayıtlarına aykırı işçi çalıştıran işveren veya işveren vekiline her işçi için bin Yeni Türk Lirası, aynı maddenin birinci fıkrasında belirtilen mesleki eğitim almamış işçi çalıştıran işveren veya işveren vekiline her işçi için beşyüz Yeni Türk Lirası,
idari para cezası verilir.”
MADDE 10 – 4857 sayılı Kanunun 108 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 108 – Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 ve 106 ncı maddelerdeki idari para cezaları hariç, gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce verilir. 101 ve 106 ncı maddeler kapsamındaki idari para cezaları ise doğrudan Türkiye İş Kurumu İl Müdürü tarafından verilir ve genel esaslara göre tahsil edilir. 106 ncı maddeye göre verilecek idari para cezası için, 4904 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (h) bendindeki tutar esas alınır.”
MADDE 11 – 4857 sayılı Kanunun 111 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 111 – Bu Kanunun uygulanması bakımından; sanayiden, ticaretten, tarım ve orman işlerinden sayılacak işlerin esasları aşağıda belirtilmiştir.
Sanayiden sayılacak işlerin esasları şunlardır:
a) Her türlü madenleri arama ve topraktan çıkarma, taş, kum ve kireç ocakları.
b) Ham, yarı ve tam yapılmış maddelerin işlenmesi, temizlenmesi, şeklinin değiştirilmesi, süslenmesi, satış için hazırlanması.
c) Her türlü kurma, onarma, sökme, dağıtma ve yıkma.
d) Bina yapılması ve onarımı, değiştirilmesi, bozulması, yıkılması ve bunlara yardımcı her türlü sınai yapım.
e) Yol, demiryolu, tramvay yolu, liman, kanal, baraj, havaalanı, dalgakıran, tünel, köprü, lağım ve kuyuların yapılması ve onarımı, batıkların çıkarılması ve bataklık kurutma.
f) Elektrik ve her çeşit muharrik kuvvetlerin elde edilmesi, değiştirilmesi, taşınması, kurma ve dağıtma.
g) Su ve gaz tesisatı kurma ve işletmesi.
h) Telefon, telgraf, telsiz, radyo ve televizyon kurma.
i) Gemi ve vapur yapımı, onarımı, değiştirilmesi ve bozup dağıtma.
j) Eşyanın istasyon, antrepo, iskele, limanlar ve havaalanlarında yükletilmesi, boşaltılması.
k) Basımevleri.
Ticaretten sayılacak işlerin esasları şunlardır:
a) Ham, yarı ve tam yapılmış her çeşit bitkisel, hayvani veya sınai ürün ve malların alımı ve satımı.
b) Bankacılık ve finans sektörü ile ilgili işlerle, sigortacılık, komisyonculuk, depoculuk, ambarcılık, antrepoculuk.
c) Su ürünleri alımı ve satımı.
d) Karada, göl ve akarsularda insan veya eşya ve hayvan taşıma.
Tarım ve orman işlerinden sayılacak işlerin esasları şunlardır:
a) Her çeşit meyveli ve meyvesiz bitkiler; çay, pamuk, tütün, elyaflı bitkiler; turunçgiller; pirinç, baklagiller; ağaç, ağaççık, omca, tohum, fide, fidan; sebze ve tarla ürünleri; yem ve süt bitkilerinin yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı, araştırılması, bunlarla ilgili her türlü toprak işleri, ekim, dikim, aşı, budama, sulama, gübreleme, hasat, harman, devşirme, temizleme, hazırlama ve ayırma işleri, hastalık ve zararlılarla mücadele, toprak ıslahı, çayır, mera, toprak ve su korunması.
b) Ormanların korunması, planlanması (amenajman), yetiştirilmesi, işletilmesi, sınırlandırılması çalışmaları, bunlara ait alt yapı çalışmaları ile tohum toplama, fidanlık, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, etüt proje ve rehabilitasyonu, ormancılık araştırma ile milli park, orman içi dinlenme yerleri ve kent ormanlarının kurulması, bakım ve geliştirilmesi.
c) Her türlü iş ve gelir hayvanlarının (arı, ipek böceği ve benzerleri dahil) yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı ve bunlarla ilgili bakım, güdüm, terbiye, kırkım, sağım ve ürünlerinin elde edilmesi, toplanması, saklanması ile bu hayvanların hastalık ve asalaklarıyla mücadele.
d) 854 sayılı Deniz İş Kanununun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kara ve su avcılığı ve üreticiliği ile bu yoldan elde edilen ürünlerin saklanması ve taşınması.
Yukarıda sayılan esaslar doğrultusunda bir işin bu Kanunun uygulanması bakımından sanayi, ticaret, tarım ve orman işlerinden hangisinin kapsamında sayılacağı; Sanayi ve Ticaret, Çevre ve Orman ile Tarım  ve Köyişleri bakanlıklarının görüşleri alınarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca altı ay içinde çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 12 – 26/6/1973 tarihli ve 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanununa aşağıdaki ek  madde eklenmiştir.
“EK MADDE 2 – Bu Kanunun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri gereğince verilen sürekli veya geçici olarak çalışanlara ait kimlik bilgileri, genel kolluk kuvvetlerince ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı il müdürlükleri veya merkez müdürlüklerine bildirilir.”
MADDE 13 – 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 46 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, bu maddenin son fıkrasında yer alan “Geçici 1 inci maddesinde” ibaresi “Ek 1 inci, Ek 2 nci, Geçici 1 inci, Geçici 6 ncı ve Geçici 7 nci maddelerinde” şeklinde değiştirilmiştir.
“İşsizlik sigortasının amacı; işsizlik sigortasına ilişkin kuralları ve uygulama esaslarını düzenlemek ve bu Kanunda öngörülen hizmetlerin verilmesini sağlamaktır.”
MADDE 14 – 4447 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin dördüncü fıkrasının sonuna “Kurumca bu Kanuna göre yapılacak işlemlere ilişkin elektronik ortamda bilgi ve belge istenebilir veya bilgi ve belge verilebilir.” cümlesi ve beşinci fıkrasında yer alan “doğrudan” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya elektronik ortamda” ibaresi eklenmiş, yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ayrıca, sigortalı işsizler ile Kuruma kayıtlı diğer işsizlere; iş bulma, danışmanlık hizmetleri, mesleki eğitim, işgücü uyum ve toplum yararına çalışma hizmetleri verilir ve işgücü piyasası araştırma ve planlama çalışmaları yapılır. Bu kapsamda yapılacak giderler İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır. Bu giderlerin yıllık miktarı, işsizlik sigortası primi olarak bir önceki yıl içinde Fona aktarılan Devlet payının yüzde otuzunu geçemez. Bu oranı yüzde elliye kadar çıkarmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Ancak, işsizlik ödeneğinden yararlanmakta olanlara yönelik hizmetler için bu sınırlama dikkate alınmaz. Bu fıkraya ilişkin esas ve usuller yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 15 – 4447 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin başlığı ve birinci fıkrası aşağıdaki  şekilde değiştirilmiş, üçüncü fıkrasında yer alan “İlk işsizlik ödeneği ödemesi ise ödeneğe hak kazanılan tarihi izleyen ayın sonunda yapılır.” cümlesi “İlk işsizlik ödeneği ödemesi ise ödeneğe hak kazanılan tarihi izleyen ayın sonuna kadar yapılır.” şeklinde değiştirilmiş ve fıkranın sonuna “Ölen sigortalı işsizlere ait fazla ödemeler geri tahsil edilmez.” cümlesi eklenmiştir.
“İşsizlik ödeneğinin; miktarı, ödeme süreleri ve zamanı ile sigorta primleri”
“Günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkıdır. Bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği miktarı, 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine göre onaltı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini geçemez.”
MADDE 16 – 4447 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (B) bendinin (c) alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve bu bende aşağıdaki (e) alt bendi eklenmiştir.
“c) 48 inci maddesinin yedinci fıkrasında sayılan hizmetlere ilişkin giderlerden,”
“e) Geçici 6 ncı ve Geçici 7 nci maddeleri kapsamındaki giderlerden,”
MADDE 17 – 4447 sayılı Kanuna aşağıdaki ek 1 inci madde eklenmiştir.
“İşverenin ödeme aczine düşmesi
EK MADDE 1 – Bu Kanuna göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması, iflası veya iflasın ertelenmesi nedenleri ile işverenin ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde geçerli olmak üzere, işçilerin iş ilişkisinden kaynaklanan üç aylık ödenmeyen ücret alacaklarını karşılamak amacı ile İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında ayrı bir Ücret Garanti Fonu oluşturulur. Bu madde kapsamında yapılacak ödemelerde işçinin, işverenin ödeme güçlüğüne düşmesinden önceki son bir yıl içinde aynı işyerinde çalışmış olması koşulu esas alınarak temel ücret üzerinden ödeme yapılır. Bu ödemeler 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 78 inci maddesi  uyarınca belirlenen kazanç üst sınırını aşamaz.
Ücret Garanti Fonu, işverenlerce işsizlik sigortası primi olarak yapılan ödemelerin yıllık toplamının yüzde biridir. Ücret Garanti Fonunun oluşumu ve uygulanması ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 18 – 4447 sayılı Kanuna aşağıdaki ek 2 nci madde eklenmiştir.
“Kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği
EK MADDE 2 – Bu Kanuna göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işveren; genel ekonomik kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerini geçici olarak önemli ölçüde azaltması veya işyerinde faaliyeti tamamen veya kısmen geçici olarak durdurması halinde, durumu derhal gerekçeleri ile birlikte Türkiye İş Kurumuna, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikaya bir yazı ile bildirir. Talebin uygunluğunun belirlenmesine ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle işyerinde geçici olarak en az dört hafta işin durması veya kısa çalışma hallerinde işçilere çalıştırılmadıkları süre için işsizlik sigortasından kısa çalışma ödeneği ödenir. Kısa çalışma süresi, zorlayıcı sebebin devamı süresini ve herhalde üç ayı aşamaz. İşçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanma şartlarını yerine getirmesi gerekir.
Günlük kısa çalışma ödeneğinin miktarı, işsizlik ödeneği miktarı kadardır. Kısa çalışma ödeneğinden yararlananlara ait sigorta primlerinin aktarılması ve sağlık hizmetlerinin sunulmasına ilişkin işlemler 506 sayılı Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülür. Kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülür.
Zorlayıcı sebeplerle işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durması halinde, kısa çalışma ödeneği ödemeleri 4857 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin (III) numaralı bendinde ve aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar.”
MADDE 19 – 4447 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 6 ncı madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 6 – a) 2008 yılına münhasır olmak üzere, Fonun mevcut nema gelirlerinden 1.300.000.000 YTL’lik kısım Fon tarafından Hazine İç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarına aktarılır ve genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir. Kaydedilen bu tutarları, Yüksek Planlama Kurulu kararına istinaden Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki yatırımlara öncelik vermek kaydıyla münhasıran ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik yatırımlarda kullanılmak üzere ilgili idare bütçelerine ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödenekler, 2008 yılı yatırım programı ile ilişkilendirilir.
b) 2009-2012 yıllarında Fon tarafından tahsil edilecek nema gelirlerinin dörtte biri, ilgili yıl genel bütçelerinin (B) işaretli cetvelinde bütçe gelir tahmini olarak yer alır. İlgili yıl bütçeleri hazırlanırken Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki yatırımlara öncelik vermek kaydıyla münhasıran bölgesel ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik yatırımların finansmanı için ilgili idare bütçelerine bu gelir tahmini karşılığı kadar ödenek öngörülür. Bu gelirler, Fon tarafından tahsil edilen ayı izleyen ayın 15′ine kadar Hazine İç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarına aktarılır ve yılı genel bütçesinin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir.
c) Bu madde kapsamında aktarılacak kaynakla gerçekleştirilecek yatırımlardan elde edilecek getiriler ile varlık satışlarından elde edilecek gelirlerin Yüksek Planlama Kurulunca belirlenecek oranı, kullanılan kaynak tutarını aşmamak kaydıyla Fona aktarılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir.”
MADDE 20 – 4447 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici  7 nci madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 7 – 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük olanlar ile yaş şartı aranmaksızın 18 yaşından büyük kadınlardan; bu maddenin yürürlük tarihinden önceki altı aylık dönemde prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olması şartıyla, bu maddenin yürürlük tarihinden önceki bir yıllık dönemde işyerine ait prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama sigortalı sayısına ilave olarak bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde işe alınan ve fiilen çalıştırılanlar için; 506 sayılı Kanunun 72 nci ve 73 üncü maddelerinde sayılan ve 78 inci maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin;
a) Birinci yıl için yüzde yüzü,
b) İkinci yıl için yüzde sekseni,
c) Üçüncü yıl için yüzde altmışı,
d) Dördüncü yıl için yüzde kırkı,
e) Beşinci yıl için yüzde yirmisi,
İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır.
İşveren hissesine ait primlerin İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şarttır. Bu maddeye göre işveren tarafından ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi halinde, İşsizlik Sigortası Fonundan Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak ödemenin gecikmesinden kaynaklanan gecikme zammı, işverenden tahsil edilir.
Bu madde hükümleri;
a) 1/10/2003 tarihinden sonra özelleştirme kapsamında devir alınan işyerleri hariç olmak üzere, mevcut ve faaliyette bulunan işyerlerinin devredilmesi, birleşmesi, bölünmesi veya nevi değiştirmesi gibi hallerde yeni işe başlama olarak değerlendirilmez.
b) Mevcut bir işyerinin kapatılarak; değişik bir ad veya unvan ya da bir iş birimi olarak aynı faaliyette açılması veya çalışan sigortalıların bütün olarak devredilmesi  halinde, bu işyerleri hakkında  uygulanmaz.
c) Yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması, şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi ek bir kapasite ve istihdam artışına neden olmayan, sadece teşviklerden yararlanmak amacıyla yapılan işlemler hakkında uygulanmaz.
d) 506 sayılı Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimler sonucunda çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işyerleri hakkında bir yıl süreyle uygulanmaz.
e) 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan hizmet ve yapım konulu işyerlerine yönelik işyerleri hakkında uygulanmaz.
f) Kamu idareleri işyerleri hakkında uygulanmaz.
g) 506 sayılı Kanuna göre sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ile yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.
İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
Bu maddeyle düzenlenen destek unsurundan diğer ilgili mevzuat uyarınca ayrıca yararlanmakta olan işverenler; aynı dönem için ve mükerrer olarak bu destek unsurundan yararlanamaz. Bu durumda, işverenlerin tercihleri dikkate alınmak suretiyle uygulama, destek unsurlarından sadece biriyle sınırlı olarak yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belirlenir.”
MADDE 21 – 25/6/2003 tarihli ve 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 13 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İl istihdam ve mesleki eğitim kurulları
MADDE 13 – İlin işgücü, istihdam ve mesleki eğitim ihtiyacını tespit etmek veya ettirmek, mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumları ile işletmelerde yapılacak mesleki eğitim ve istihdam konularında etkinlik ve verimliliği artırmak amacıyla yerel düzeyde politikalar oluşturmak, plan yapmak ve kararlar almak, ilgili kurum ve kuruluşlara görüş ve önerilerde bulunmak üzere illerde İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu kurulur.
Kurul valinin başkanlığında aşağıda sayılan üyelerden oluşur:
a) Belediye Başkanı, büyükşehir belediyesi bulunan illerde Büyükşehir Belediye Başkanı veya genel sekreteri veya yardımcısı.
b) İl Özel İdaresi Genel Sekreteri.
c) İl Milli Eğitim Müdürü.
ç) İl Sanayi ve Ticaret Müdürü.
d) İŞKUR İl Müdürü.
e) İl Ticaret ve/veya Sanayi Odası Başkanı.
f) İşçi, işveren konfederasyonları ile Türkiye Sakatlar Konfederasyonundan birer temsilci.
g) İl Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı.
ğ) İlde bulunan fakülte veya yüksek okulların Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü veya Mesleki Teknik Eğitim Bölümlerinden valinin belirleyeceği bir öğretim üyesi.
İl istihdam ve mesleki eğitim kurullarının görevleri şunlardır:
a) İlin istihdam ve mesleki eğitim politikasını oluşturmak.
b) İlin muhtelif sektör ve branştaki işgücü ve mesleki eğitim ihtiyacını belirlemek üzere işgücü piyasa analizleri yapmak-yaptırmak, bu amaçla gerektiğinde ilgili alan uzmanlarından komisyonlar oluşturmak, bunların görev tanımları çerçevesinde hazırladıkları raporları değerlendirmek ve yayınlamak, gerektiğinde ilgili Bakanlık ve kurullara sunmak.
c) Milli Eğitim Bakanlığınca gönderilen mesleki eğitim çerçeve programlarının işgücü piyasası araştırma sonuçlarına göre ilin ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmesi için görüş bildirmek.
ç) Mesleki eğitim uygulamalarında ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümüne yardımcı olmak.
d) Mesleki eğitim, işgücü ve istihdam konularında kurum ve kuruluşlardan gelecek görüş ve önerileri incelemek, değerlendirmek ve sonuçlandırmak.
e) İl düzeyinde istihdamı koruyucu, geliştirici ve işsizliği önleyici tedbirleri belirlemek ve gereği için ilgili kurum ve kuruluşlara bildirmek.
f) İşgücü piyasası araştırma sonuçları da dikkate alınarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Kurum tarafından hazırlanan işgücü yetiştirme faaliyetlerine ilişkin planları onaylamak ve bunların uygulama sonuçlarını izlemek.
g) Bu madde hükümlerinin il seviyesinde eksiksiz yerine getirilmesi için gerekli tedbirleri almak.
Kurul kararları bağlayıcıdır. Kurul, alınan kararlara ilişkin eylem planı hazırlar, sorumlu kurum ve kuruluşları belirler, uygulamaları ve sonuçlarını takip eder.
Kurul, üç ayda bir toplanır. Kurulun sekretarya görevi Kurum İl Müdürlüğü ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kendi görev alanları ile sınırlı kalmak kaydıyla müştereken yürütülür. Alınan kararların uygulanmasının takibi ile diğer faaliyet ve işgücü piyasasına yönelik araştırmalar, Yürütme Kurulu tarafından yerine getirilir.
İşgücü yetiştirme faaliyetleri ve sonuçları; Kurul başkanının onayıyla, Kurum, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Kurul üyesi işçi ve işveren konfederasyonları tarafından belirlenecek birer üyeden oluşan Denetim Kurulu tarafından denetlenir. Denetimler için, ihtiyaç halinde birden fazla Denetim Kurulu oluşturulabilir. Denetim raporları Kurula bildirilir.
Kurul tarafından her yıl faaliyet raporu düzenlenir. Düzenlenen rapor, Kurum Yönetim Kurulu tarafından değerlendirildikten sonra ilgili bakanlıklara gönderilir.
Kurul, Yürütme Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerine, 6245 sayılı Harcırah Kanunu doğrultusunda günlük harcırah ödenir.
Kurulun yönetim ve denetim faaliyetleri, işgücü piyasası araştırma ve planlama çalışmaları için Kurum tarafından ödenek tahsis edilir. Bu ödeneğin miktarı, aktif işgücü programları için Kurum tarafından İl Müdürlüğüne tahsis edilen toplam ödeneğin yüzde beşini geçemez.
İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu, Yürütme Kurulu ve Denetleme Kurulunun çalışma usul ve esasları Milli Eğitim, Sanayi ve Ticaret ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıkları ile Kurum tarafından müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Bu Kanunda İl İstihdam Kurullarına yapılan atıflar ile 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda İl Mesleki Eğitim Kuruluna yapılan atıflar İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kuruluna yapılmış sayılır.
3308 sayılı Kanunun bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.”
MADDE 22 – 4904 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “Türk vatandaşı ve” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
MADDE 23 – 4904 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (f), (g), (h),  (ı) ve (j) bentleri eklenmiş ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“f) İş arayanlara ve açık işlere ilişkin bilgileri, iş ve işçi bulma faaliyeti dışında başka bir amaçla kullanan bürolara ikibin Yeni Türk Lirası; iş arayanlardan her ne ad altında olursa olsun menfaat temin eden  bürolara onbin Yeni Türk Lirası,
g) Yönetmelikte öngörülenler dışında iş arayanlardan ücret alınmasına veya herhangi bir menfaat teminine yönelik sözlü ya da yazılı anlaşmalar, işgücünün sigortasız çalışması veya sendikaya üye olmaması ya da asgari ücretin altında ücret ödenmesi koşullarını taşıyan anlaşmalar, iş arayanın, diğer özel istihdam bürolarından veya Kurumdan hizmet almalarını engelleyen anlaşmalar yapılması halinde ikibin Yeni Türk Lirası,
h) Kurumdan izin belgesi almadan iş ve işçi bulmaya aracılık faaliyetinin  bir işyerinde veya 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanununda yazılı araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzer yayın araçlarından biri ile işlenmesi halinde bu fiili gerçekleştiren gerçek veya tüzel kişilere  onbin Yeni Türk Lirası;  fiilin her bir tekrarında yirmibin Yeni Türk Lirası,
ı) Kurumdan izin belgesi almadan iş ve işçi bulmaya aracılık faaliyeti gösteren kişiler ile Kurumdan izin almadan yurtdışına işçi götürmek isteyen kişilere ait iş ve işçi bulma ilanını, 5187 sayılı Basın Kanununda yazılı araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzer yayın araçları ile yayınlayan gerçek ve tüzel kişilere, beşbin Yeni Türk Lirası,
j) 27/2/2003 tarihli ve 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun gereği çalışma izni almayanlar için aracılık faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişilere kişi başına beş bin Yeni Türk Lirası,”
“Birinci fıkranın (a), (b), (c), (f), (g) ve (j) bentlerinde yer alan fiillerin ayrı ayrı veya birlikte üç kez tekrarlanması halinde özel istihdam bürolarına verilen izinler iptal edilir. Kanun hükümlerine göre verilen idarî para cezaları Kurum tarafından genel esaslara göre tahsil edilir.”
MADDE 24 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 81 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (ı) bendi eklenmiştir.
“ı) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler ile 29/7/2003 tarihli ve 4958 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna göre yapılandıran işverenler bu tecil ve taksitlendirme ile yapılandırmaları devam ettiği sürece bu fıkra hükmünden yararlandırılır. Bu fıkra hükümleri Kamu idareleri işyerleri ile bu Kanuna göre sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkrayla düzenlenen destek unsurundan diğer ilgili mevzuat uyarınca ayrıca yararlanmakta olan işverenler aynı dönem için ve mükerrer olarak bu destek unsurundan yararlanamaz. Bu durumda, işverenlerin tercihleri dikkate alınmak suretiyle uygulama, destek unsurlarından sadece biriyle sınırlı olarak yapılır. Bu Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu fıkrayla sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir.”
MADDE 25 – 5510 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesinin madde başlığının “Kendi adına ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan sigortalılar, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda usta öğretici olarak çalıştırılanlar ile esnaf muaflığından yararlanan kadın sigortalılara ilişkin geçiş hükümleri” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (f) bendinde belirtilen Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda usta öğretici olarak çalıştırılanların, bu maddenin yürürlük tarihinden sonra 51 inci maddenin üçüncü fıkrasına göre zorunlu sigortalılıklarına ilişkin prim ödeme gün sayılarına ilaveten ödeyecekleri isteğe bağlı sigorta primleri, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının yarısı olarak esas alınır. Bu sigortalıların prime esas kazanç alt sınırı dışında bir kazanç üzerinden prim ödemeleri halinde, alt sınırın yarısı ile alt sınırı aşan tutarın toplamı esas alınır.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde belirtilen işleri, hizmet akdiyle herhangi bir işverene tabi olmaksızın sürekli ve kazanç getirici nitelikte yapmakta olanların bu maddenin yürürlük tarihinden sonra aynı şartlarla bu işleri yaptıkları, Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirlenen usul ve esaslara göre tespit edilen kadın isteğe bağlı sigortalılar; bu maddenin yürürlüğe girdiği yıl için 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının onbeş katı üzerinden başlanılarak, takip eden her yıl için bir puan arttırılmak suretiyle otuz katını geçmemek üzere malullük, yaşlılık, ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası primi öderler.”
MADDE 26 – 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 23 üncü madde eklenmiştir.
“Sosyal güvenlik prim yapılandırılması bozulanlara ilişkin hükümler
GEÇİCİ MADDE 23 – (1) 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci ve 2 nci maddeleri kapsamına giren borçları yeniden yapılandırıldığı halde aynı Kanunun 3 üncü maddesi uyarınca yeniden yapılandırma haklarını bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar kaybedenlerin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden iki ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları halinde, bozulmuş olan yeniden yapılandırma anlaşmaları, 5458 sayılı Kanuna göre yapılmış olan başvuru tarihi ve taksitlendirme süresi dikkate alınmak suretiyle ihya edilir.
(2) Yeniden yapılandırma anlaşmaları ihya edilen borçluların, yeniden yapılandırma anlaşmalarının bozulduğu tarihten sonra 5458 sayılı Kanun kapsamına giren borçları için yaptıkları ödemeler, anılan Kanunun 1 inci maddesi kapsamında olanlar için aynı borç türündeki taksit tutarlarına, 2 nci maddesi kapsamında olanlar için ise anılan Kanunun 10 uncu maddesi hükmüne göre mahsup edilir.
(3) İhya veya mahsup işlemleri sonucunda bu maddeye göre yapılan başvuru tarihinden önce vadesinde ödenmediği veya eksik ödendiği anlaşılan taksit tutarlarının, ödeme tarihine kadar gecikilen her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası (YTL) cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faiz oranına 1 puan eklenmek suretiyle bulunacak faiz oranının bileşik bazda uygulanması sonucunda hesaplanacak faiz miktarıyla birlikte başvuru tarihini takip eden altı ay içinde ödenmesi halinde, 5458 sayılı Kanunun yeniden yapılandırma hükümlerinden yararlanılır. Bu fıkrada belirtilen ödeme yükümlülüklerinin söz konusu altı aylık süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde yeniden yapılandırma hakkı kaybedilir ve yapılandırma işlemleri iptal edilerek, ödedikleri tutarlar sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre borçlarına mahsup edilir.
(4) Bu madde hükümlerinden yararlandırılan borçluların, bu maddeye göre yapılan başvuru tarihinden itibaren vadesi gelecek taksitleri ile cari ay prim ödeme yükümlülükleri yönünden, 5458 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, 5458 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi hükümleri, anılan Kanunun 1 inci maddesi kapsamına giren borçlular yönünden, bu maddeye göre yapılan başvuru tarihini takip eden üçüncü ayın sonundan, 2 nci maddesi kapsamına giren borçlular yönünden ise bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen altı aylık sürenin sonundan itibaren geriye doğru bakılarak uygulanmaya başlanır.
(5) 5458 sayılı Kanunun 1 inci ve 2 nci maddeleri kapsamına giren borçları yeniden yapılandırılanlardan, aynı Kanunun 3 üncü maddesi uyarınca yeniden yapılandırma haklarını kaybetmiş olup, kapsama giren bu borçlarının tamamını sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre ödemiş olanlar hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz. Borçlarını kısmen ödemiş olup bu maddeden yararlanmak için başvuranlara, daha önce ödemiş oldukları tutarlar iade edilmez, bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları saklı kalmak kaydıyla mahsup işlemi yapılmaz.
(6) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 5458 sayılı Kanun kapsamına giren borçlar nedeniyle, taşınır ve taşınmaz mallara konulan hacizler ile alınan teminatlar vadesi geçmiş taksitlerin ödenmesinden sonra yapılan ödemeler nispetinde, üçüncü şahıslar nezdindeki hak ve alacaklarla ilgili hacizler ise vadesi geçmiş taksitlerin ödenmesinden sonra tümüyle kaldırılır.
(7) 1479 ve 2926 sayılı Kanunlar kapsamındaki sigortalılar veya bunların hak sahipleri, ödeme vadesi geçmiş taksitleri ile 1/4/2006 tarihinden sonraki süreye ilişkin prim borçlarını ödemeleri ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki taksit ve cari ay primlerine ilişkin ödeme yükümlülüklerini yerine getirmeleri durumunda sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılır.
(8) Bu maddede belirtilen hükümlerden yararlanmak üzere başvuran borçluların, kapsama giren borçları nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumuna yaptıkları itirazlardan ve yargı nezdinde sürdürdükleri davalardan feragat etmeleri ve ihtilaf yaratmamaları şarttır.
(9) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilidir.”
MADDE 27 – 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 24 üncü madde eklenmiştir.
“Sosyal güvenlik alacakları
GEÇİCİ MADDE 24 – (1) 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre takip edilen 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü maddesi, mülga 7/12/2004 tarihli ve 5272 sayılı Belediye Kanununun geçici 7 nci maddesi ve 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun geçici 5 inci maddesine istinaden Uzlaşma Komisyonunca karara bağlanan ve Bakanlar Kurulunca onaylanarak Resmi Gazetede yayımlanan borçlar hariç olmak üzere, bu maddeye göre yapılan başvuru tarihine kadar tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan, 2008/Mart ve önceki dönemlere ilişkin sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası, sosyal yardım zammı ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar müracaat edilmiş olması kaydıyla 31/3/2008 tarihine kadar bitirilmiş olan özel bina inşaatı ile ihale konusu işlerden Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda yeterli işçilik bildiriminde bulunulmadığı anlaşılanların fark işçiliğe ilişkin borçları, isteğe bağlı sigortalıların 2003/Mayıs ila 2008/Mart dönemleri arasında isteğe bağlı sigortalılıklarının devam ettiği süre içindeki prim borçları, topluluk sigortasına tabi olanların 2008/Mart ve önceki dönemlere ilişkin malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ait prim borçları, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre sigortalı olanların 31/3/2008 tarihine kadar olan prim ve sosyal güvenlik destek prim borçları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden iki ay içinde yazılı olarak başvurulması kaydıyla, bu maddede belirtilen şartlarla peşin veya yirmidört aya kadar eşit taksitler halinde ödenir.
(2) Peşin ödeme yolunun tercih edilerek borç aslının tamamının ve başvurunun yapıldığı ayın sonuna kadar sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre hesaplanan gecikme cezası ve gecikme zammının yüzde onbeşinin başvuru tarihini takip eden bir ay içinde ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammının kalan yüzde seksenbeşi terkin edilir.
(3) Taksitle ödeme yolunun tercih edilmesi halinde, birinci fıkra kapsamına giren borç asıllarına başvurunun yapıldığı ayın sonuna kadar sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre hesaplanan gecikme cezası ve gecikme zammının; oniki aya kadar taksitlendirmelerde yüzde ellibeşi, oniki ayı aşan taksitlendirmelerde yüzde otuzu terkin edilir ve kalan kısmı borç asıllarına ilave edilerek taksitlendirmeye esas borç hesaplanır. Bulunan bu tutar, taksit süresine bölünmek suretiyle ödenecek aylık taksit miktarı bulunur. İlk taksitin ödeme yükümlülüğü, bu maddeye göre başvurunun yapıldığı ayı takip eden ayda başlar. Başlangıçta taksitle ödeme yolu seçilip daha sonra taksitlendirilen borcun kalan kısmının peşin ödenmek istenilmesi halinde, başlangıçta seçilen taksitlendirme süresine bağlı terkin oranı değiştirilmez.
(4) Borçlular, borç türü bazında taksitlendirilmiş borçlarıyla ilgili ödeme yükümlülüklerini bir takvim yılında üç defadan fazla yerine getirmemeleri veya eksik yerine getirmeleri ya da bir takvim yılında üç defaya kadar ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarını en geç son taksiti izleyen ayın sonuna kadar gecikilen her ay için Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası (YTL) cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faiz oranına 1 puan eklenmek suretiyle bulunacak faiz oranının bileşik bazda uygulanması sonucunda hesaplanacak faiz miktarı ile birlikte ödememeleri halinde, bu maddeye göre taksitlendirme haklarını kaybederler ve taksitlendirme öncesi duruma dönülerek ödedikleri taksit tutarları sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre borçlarına mahsup edilir.
(5) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilmiş gecikme cezası ve gecikme zammı, yanlış veya yersiz alınan tutarlar hariç iade ve mahsup edilmez.
(6) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce bu madde kapsamına giren borçlar nedeniyle, taşınır ve taşınmaz mallara konulan hacizler ile alınan teminatlar yapılan ödemeler nispetinde, üçüncü şahıslar nezdindeki hak ve alacaklarla ilgili hacizler ise ilk taksitin ödenmesinden sonra tümüyle kaldırılır.
(7) Bu madde kapsamına giren borçları ilgili Kanunlar gereğince tecil ve taksitlendirilmiş veya yapılandırılmış olan borçlularca, tecil ve taksitlendirme veya yapılandırma işlemlerinin bozularak birinci fıkra kapsamına giren borçlarının bu maddeye göre peşin ödenmesinin veya taksitlendirilmesinin başvuru süresi içinde yazılı olarak talep edilmesi halinde, daha önce yapılmış olan tecil ve taksitlendirme veya yapılandırma işlemleri bozularak, ödemiş oldukları tutarlar, sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre mahsup edildikten sonra birinci fıkra kapsamına giren kalan borçları bu maddeye göre peşin ödenir veya taksitlendirilir.
(8) 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna göre yapılandırma anlaşmaları devam eden veya ihya edilen borçluların 5458 sayılı Kanun kapsamı dışında kalan ancak, bu madde kapsamına giren borçları hakkında, talep etmeleri halinde bu madde hükümleri uygulanır.
(9) Büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar birinci fıkra kapsamına giren borçlarının taksitlendirilmesini talep etmeleri halinde, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 5 inci maddesi ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun geçici 6 ncı maddesi kapsamına giren borçları için ilgili kanunlar gereğince yapılan kesinti tutarları bu madde uyarınca ödenmesi gereken taksit tutarlarına mahsup edilebilir. Kesinti tutarlarının, aylık taksit tutarlarına mahsup edilmediği durumlarda aylık taksit tutarlarının tamamı, kesinti tutarlarının, aylık taksit tutarlarını tam olarak karşılamadığı durumlarda ise bakiye taksit tutarları borçlularca ödenir.
(10) 1479 ve 2926 sayılı kanunlar kapsamındaki sigortalılar veya bunların hak sahipleri, bu madde kapsamı dışında borçlarının bulunmaması veya bu madde kapsamı dışında borçları bulunmakla birlikte bu borçların özel kanunlara göre yapılandırılmış olup ödeme yükümlülüklerinin de yerine getiriliyor olması ve birinci fıkraya göre hesaplanan toplam borçlarının ilk dört taksitini ödemeleri kaydıyla sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılır.
(11) Bu maddede belirtilen hükümlerden yararlanmak üzere başvuran borçluların, kapsama giren borçları nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumuna yaptıkları itirazlardan ve yargı nezdinde sürdürdükleri davalardan feragat etmeleri ve ihtilaf yaratmamaları şarttır.
(12) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilidir.”
MADDE 28 – 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 23 – Bu Kanun kapsamında;
a) Özelleştirme Fonunun 2008 yılındaki nakit fazlasının 1.000.000.000 YTL’lik kısmı, Fon tarafından Hazine İç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarına aktarılır ve genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir. Kaydedilen bu tutarları, Yüksek Planlama Kurulu kararına istinaden Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki yatırımlara öncelik vermek kaydıyla münhasıran ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik yatırımlarda kullanılmak üzere ilgili idare bütçelerine ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödenekler, 2008 yılı yatırım programı ile ilişkilendirilir.
b) 1/1/2009-31/12/2012 tarihleri arasındaki dönemde oluşacak Özelleştirme Fonunun nakit fazlasının; 2009 yılı için 2.500.000.000 YTL’lik kısmı, izleyen yıllarda ise bir önceki yıl genel bütçesinde gelir tahmini olarak yer alan tutarın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla deflatörü oranında artırılarak bulunacak kısmı, ilgili yıl genel bütçelerinin (B) işaretli cetvelinde bütçe gelir tahmini olarak yer alır. İlgili yıl bütçeleri hazırlanırken Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki yatırımlara öncelik vermek kaydıyla münhasıran bölgesel ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik yatırımların finansmanı için ilgili idare bütçelerine bu gelir tahmini karşılığı kadar ödenek öngörülür. Yukarıda belirlenen tutarlar Özelleştirme Fonu tarafından Hazine İç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarına aktarılır ve ilgili yıl genel bütçesinin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir.
1/1/2009-31/12/2012 tarihleri arasındaki dönemde oluşacak Özelleştirme Fonunun nakit fazlasının yukarıda belirlenen tutarları aşan kısmından Özelleştirme Yüksek Kurulu kararına göre tespit edilecek tutar, Fon tarafından Hazine İç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarına aktarılır ve ilgili yıl genel bütçesinin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir. Kaydedilen bu tutarları, Yüksek Planlama Kurulu kararına istinaden ulaştırma ve enerji yatırımlarında kullanılmak üzere, ilgili idare bütçelerine ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödenekler, yılı yatırım programı ile ilişkilendirilir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir.”
MADDE 29 – 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesinin (A) bendinde yer alan “% 0.7″ ibaresi “% 1″ olarak değiştirilmiştir.
MADDE 30 – 9/1/1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (g) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye (r) ve (s) bentleri eklenmiştir.
“g) İş sağlığı ve güvenliğini sağlayacak tedbirlerin uygulanmasını izlemek,”
“r) İşyerindeki sağlık ve güvenlik risklerini önleyici ve koruyucu hizmetleri yürütenlerin niteliklerini belirlemek, eğitimlerini ve sertifikalandırılmalarını sağlamak,
s) Mesleki yeterlilik sisteminin oluşturulması ve işletilmesi için gerekli tedbirleri almak,”
MADDE 31 – 3146 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin (e), (f), (j) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye (j) bendinden sonra gelmek üzere (k) ve (l) bentleri eklenmiş, mevcut (k) bendi (m) bendi olarak teselsül ettirilmiş ve aynı maddenin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“e) Standart çalışmaları yapmak, normlar hazırlamak ve geliştirmek.
f) Üretilen ve ithal edilen kişisel koruyucu donanımların piyasa gözetimi ve denetimini yapmak, bu hususlarda usul ve esasları belirlemek.”
“j) İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü ile İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü Bölge Laboratuvar Müdürlüklerinin çalışmalarını düzenlemek, yönetmek ve denetlemek.”
“k) İşyerindeki sağlık ve güvenlik risklerini önlemek ve koruyucu hizmetleri yürütmek üzere görevlendirilecek işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları ve diğer görevlilerin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitim ve belgelendirme usul ve esaslarını belirlemek.
l) İş sağlığı ve güvenliği alanında ölçüm, analiz, teknik kontrol, risk analizi ve değerlendirmesi, eğitim, danışmanlık, uzmanlık hizmetlerini yapmak ve bu tür hizmetleri verecek özel ve tüzel kişi ve kuruluşların niteliklerini belirlemek, yetki vermek, yetkilerini iptal etmek, kontrol ve denetimini sağlamak.”
“İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü ile İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü Bölge Laboratuvar Müdürlüklerinin çalışma usul ve esasları ile personelin görev, yetki ve sorumlulukları yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 32 – 3146 sayılı Kanunun 29 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Yukarıdaki fıkrada tanımlananlardan yurtdışı kadrolara atanabilecekler, ayrıca mesleki yeterlik sınavına tabi tutulmazlar.”
MADDE 33 – 27/2/1960 tarihli 7460 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi Teşkilat Kanununun 2 nci maddesinin (a) ve (b) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“a) Çalışma hayatı, sosyal güvenlik, iş sağlığı ve güvenliği, işçi işveren ilişkileri, istihdam, verimlilik, toplam kalite yönetimi, iş piyasası etütleri, ergonomi, çevre, ilk yardım, iş istatistikleri ve benzeri konular ile işyerindeki sağlık ve güvenlik risklerini önlemek ve koruyucu hizmetleri yürütmek üzere görevlendirilecek işyeri hekimi, mühendis, teknik eleman, hemşire ve diğer sağlık personeline iş sağlığı ve güvenliği konusunda gerektiğinde Bakanlık birimleri veya ilgili kurum ve kuruluşlar ile birlikte, eğitim programları hazırlamak, eğitim vermek veya eğitim hizmeti satın almak, sertifikalandırmak, bu konularla ilgili araştırmalar yapmak veya yaptırmak,
b) Bakanlık, bağlı kuruluşları ile ilgili kuruluşlarının personeli ile özel veya kamu sektöründe faaliyet gösteren işyerlerindeki işçi, işveren veya yönetici personel için eğitim, seminer ve konferanslar tertip etmek veya bu konularda tertiplenmiş eğitim, konferans ve seminerlere iştirak etmek,”
MADDE 34 – 7460 sayılı Kanunun 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 15 – Eğitim ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen eğitim ve seminerlere katılanlar, gerektiğinde sınava tabi tutulurlar ve başarılı olanlara sertifika veya katılım belgesi verilir.”
MADDE 35 – 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22 nci  maddesine aşağıdaki (ı) bendi eklenmiştir.
“ı) Türkiye İş Kurumunun, 25/6/2003 tarihli ve 4904 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (b) ve (c) bentlerinde sayılan görevlerine ilişkin  hizmet alımları ile 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48 inci maddesinin yedinci fıkrasında sayılan görevlerine ilişkin hizmet alımları,”
MADDE 36 – 4734 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 3 – 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesinin (c) bendi kapsamındaki işler ile aynı kapsamda olup 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu dışında, ihalesi ilgili mevzuat hükümlerine göre bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapılmış olanlar ile bu tarihten sonra yapılacak olan ve bedeli yabancı para cinsinden sabit fiyatlarla sözleşmeye bağlanan yapım ve yapımla ilgili hizmet işlerine uygulanmak üzere; fiyat farkı esasları belirlemeye, sözleşmelerin tadil veya tasfiye edilmesine imkân veren kararnameler çıkarmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.”
MADDE  37 – a) 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 33, 65 ve 82 nci maddeleri,
b) 14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 21 inci maddesinin üçüncü fıkrası,
c) 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 26 ncı maddesi,
ç) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesinin (B) bendi,
yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 38 – Bu Kanunun;
a) Çerçeve 2 nci maddesi ile değiştirilen 4857 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin altıncı fıkrası ile 20 nci maddesi 1/7/2008 tarihinde,
b) 5 inci maddesi 1/1/2009 tarihinde,
c) 15 inci maddesi yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonunda,
ç) 24 ve 25 inci maddeleri 1/10/2008 tarihinde,
d) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 39 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
25/5/2008

TEHLİKELİ MADDELERİN VE MÜSTAHZARLARIN SINIFLANDIRILMASI, AMBALAJLANMASI VE ETİKETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

Yazan: admin 17 Nisan 2009  
Kategori: Faydalı Dökümanlar, Yararlı bilgiler

Çevre ve Orman Bakanlığından:
TEHLİKELİ MADDELERİN VE MÜSTAHZARLARIN SINIFLANDIRILMASI,
AMBALAJLANMASI VE ETİKETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; piyasaya arz edilen tehlikeli maddelerin ve müstahzarların insan sağlığı ve çevre üzerinde yaratabilecekleri olumsuz etkilere karşı etkin kontrolünü ve verimli gözetimini sağlamak üzere sınıflandırılmasına, etiketlenmesine ve ambalajlanmasına ilişkin idari ve teknik usul ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik;
a) İnsan sağlığı ve çevre için tehlike oluşturabilecek piyasaya arz edilen maddelerin ve müstahzarların sınıflandırılması, ambalajlanması ve etiketlenmesini,
b) Bu Yönetmelik ile haklarında özel koşul oluşturulan müstahzarlara ilişkin, 20 nci, 22 nci ve 23 üncü maddede belirtilen ve Ek-7’de ayrıntılı olarak tanımlanan ve 27 nci, 28 inci, 29 uncu, 30 uncu ve 31 inci maddelerde belirtilen ve Ek-10’da ayrıntılı olarak tanımlanan özel hükümleri,
c) Bitki koruma ürünlerine ilişkin diğer düzenlemelerdeki hükümler saklı kalmak üzere, bu Yönetmeliğin müstahzarların sınıflandırılması, ambalajlanması ve etiketlenmesi ile ilgili hükümleri, bitki koruma ürünlerinin sınıflandırılmasını, ambalajlanması ve etiketlenmesini,
kapsar.
(2) Bu Yönetmelik;
a) Aşağıda yer alan ve son kullanıcıya nihai ürün olarak ulaşan maddeleri ve müstahzarları kapsamaz:
1) İnsan sağlığı veya veterinerlikle ilgili amaçlar için kullanılan tıbbi ürünler,
2) Kozmetik ürünler,
3) Atık niteliğindeki madde karışımları,
4) Gıda maddeleri,
5) Hayvan yemleri,
6) Radyoaktif maddeler ve radyoaktif madde içeren müstahzarlar,
7) Haklarında, yürürlükteki diğer düzenlemelerde bu Yönetmelikle aynı seviyede bilgi sağlayıcı ve koruyucu hükümler bulunan, invasiv veya insan vücudu ile doğrudan fiziksel temasla kullanılan tıbbi cihazlar,
8) Haklarında yürürlükteki diğer düzenlemelerde ilgili hükümler bulunan, patlama ya da piroteknik etki yoluyla fiili etki yaratmak üzere piyasaya arz edilen harp levazımatı ve askeri amaçla kullanılan patlayıcılar.
b) Patlama ya da piroteknik etki yoluyla fiili etki yaratmak üzere piyasaya arz edilen sivil amaçlı patlayıcıların ambalajlanmasını ve etiketlenmesini kapsamaz.
c) Aşağıda yer alan hususları kapsamaz:
1) Tehlikeli maddeler ve müstahzarların demiryolu, karayolu, deniz yolu, içsu yolu veya havayoluyla taşınması,
2) Her hangi bir işleme veya sürece girmemesi koşuluyla transit geçişteki gümrük denetimine tabi maddeler ve müstahzarlar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik;
a) 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu, 1/5/2003 tarihli ve 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 13/12/1983 tarihli ve 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, 9/1/1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 7/8/1991 tarihli ve 441 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 15/5/1957 tarihli ve 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Karantina Kanunu, 14/8/1987 tarihli ve 87/12028 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe giren Tekel Dışı Bırakılan Patlayıcı Maddelerle Av Malzemesi ve Benzerlerinin Üretimi, İthali, Taşınması, Saklanması, Depolanması, Satışı, Kullanılması, Yok Edilmesi, Denetlenmesi Usul ve Esaslarına İlişkin Tüzüğe dayanılarak,
b) 2006/121/EC sayılı Direktif ile değişik 67/548/EEC sayılı Konsey Direktifi ile 1907/2006/EC sayılı Tüzük ile değişik 1999/45/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi Direktifi hükümlerine paralel olarak
hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında;
a) Dağıtıcı: Tehlikeli madde ve/veya müstahzarın üretici veya ithalatçıdan kullanıcıya ulaşmasını teminen ara alım – satım işlemlerini yürüten gerçek veya tüzel kişileri,
b) EC Numarası: Maddenin yapısal özelliğine göre Avrupa Komisyonunca verilmiş olan numarayı,
c) EINECS: 18 Eylül 1981 tarihi itibariyle Avrupa Topluluğu pazarında yer alan bütün maddelerin tanımlayıcı listesi, Mevcut Ticari Kimyasal Maddeler Avrupa Envanterini,
ç) ELINCS: 18 Eylül 1981’den sonra Avrupa Topluluğu Piyasasına arz edilen ve Avrupa Komisyonuna bildirimi yapılması suretiyle bir ELINCS numarası tahsis edilen bütün yeni maddeleri, Avrupa Bildirimi Yapılmış Kimyasal Maddeler Listesini,
d) Elleçleme: Maddenin veya müstahzarın asli niteliklerini değiştirmeden istiflenmesi, yerinin değiştirilmesi, büyük kaplardan küçük kaplara aktarılması, kapların yenilenmesi veya tamiri, havalandırılması, kalburlanması, karıştırılması ve benzeri işlemleri,
e) Güvenlik Bilgi Formu: Tehlikeli maddelerin ve müstahzarların; özelliklerine ilişkin ayrıntılı bilgileri, bulunduğu işyerlerinde madde ve müstahzarın tehlikeli özelliklerine göre alınacak güvenlik önlemlerini ve çevre ve insan sağlığının, tehlikeli maddelerin ve müstahzarların olumsuz etkilerinden korunmasına yönelik gerekli bilgileri içeren belgeyi,
f) Güvenlik: Tehlikeli maddelerin ve müstahzarların kontrol altına alınamayan risklerinden uzak olmayı,
g) İhracatçı: Tehlikeli madde ve/veya müstahzarın ihracatını gerçekleştiren gerçek veya tüzel kişileri,
ğ) İthalatçı: Kendi ihtiyacını karşılamak veya piyasaya arz etmek üzere tehlikeli madde ve/veya müstahzarın ithalatını gerçekleştiren gerçek veya tüzel kişileri,
h) Madde: Doğal halde bulunan veya bir üretim sonucu elde edilen, içindeki, kararlılığını sağlamak üzere kullanılan katkı maddeleri ile üretim işleminden kaynaklanan safsızlıklar dahil, fakat yine içindeki, kararlılığını ve yapısını etkilemeden uzaklaştırılabilen çözücüler hariç, kimyasal elementleri ve bunların bileşiklerini,
ı) Mesafeli sözleşmeler: Yazılı, görsel, telefon ve elektronik ortamda veya diğer iletişim araçları kullanılarak ve tüketicilerle karşı karşıya gelinmeksizin yapılan ve malın veya hizmetin tüketiciye anında veya sonradan teslimi veya ifası kararlaştırılan sözleşmeleri,
i) Müstahzar: En az iki veya daha çok maddeden oluşan karışım veya çözeltileri,
j) Piyasaya arz: Tehlikeli madde veya müstahzarların üretimi sonrası veya ithalatında gümrük idarelerince ilgilisine teslimi sonrası kullanımı veya satışı amacıyla bedelli veya bedelsiz olarak piyasada yer alması için yapılan ilk faaliyeti,
k) Risk: Tehlikeli maddelerin ve müstahzarların kullanım şartlarında ve/veya tehlikeli maddelere ve müstahzarlara maruz kalınması durumunda, maddelerin ve müstahzarların çevre ve insan sağlığına zarar verme olasılığını ve zararın ciddiyet derecesini,
l) Tehlikeli maddeler ve müstahzarlar: Patlayıcı, oksitleyici, çok kolay alevlenir, kolay alevlenir, alevlenir, çok toksik, toksik, zararlı, aşındırıcı, tahriş edici, hassaslaştırıcı, kanserojen, mutajen, üreme sistemine toksik ve çevre için tehlikeli özelliklerden en az birine sahip maddeler ve müstahzarları,
m) Tehlike özelliklerinin saptanması: Bir maddenin yapısal özelliklerinden kaynaklanan kapasitesi ile oluşturabileceği olumsuz etkilerin belirlenmesini,
n) Üretici: Kimyasal element ve/veya bileşiklerini veya bunların karışım ve/veya çözeltilerini kullanarak, herhangi bir yöntemle, herhangi bir formda tehlikeli madde ve müstahzar hazırlayan ve/veya hazırlatan, bunlara ticari adını veya markasını veren gerçek veya tüzel kişileri
ifade eder.
Tehlikeli maddeler ve müstahzarlar
MADDE 5 – (1) Aşağıda yer alan maddeler ve müstahzarlar insan sağlığı ve çevre için tehlikeli olarak kabul edilir:
a) Patlayıcı maddeler ve müstahzarlar: Atmosferik oksijen olmadan da ekzotermik tepkimeye girebilen ve böylece hızla gaz çıkışına sebep olan ve belirli test koşullarında patlayan, çabuk parlayan veya kısmen kapatıldığında ısınarak kendiliğinden patlayan katı, sıvı, macunumsu veya jelâtinimsi haldeki maddeler ve müstahzarlar,
b) Oksitleyici maddeler ve müstahzarlar: Diğer maddelerle özellikle de yanıcı maddelerle temasında önemli ölçüde ekzotermik tepkimeye neden olan maddeler ve müstahzarlar,
c) Çok kolay alevlenir maddeler ve müstahzarlar: Çok düşük parlama noktası ve düşük kaynama noktasına sahip sıvı haldeki maddeler ve müstahzarlar ile oda sıcaklığı ve basıncı altında hava ile temasında alevlenebilen, gaz haldeki maddeler ve müstahzarlar,
ç) Kolay alevlenir maddeler ve müstahzarlar:
1) Herhangi bir enerji uygulaması olmadan, ortam sıcaklığında, hava ile temasında ısınabilen ve sonuç olarak alevlenebilen maddeler ve müstahzarlar,
2) Ateş kaynağı ile kısa süreli temasta hemen yanabilen ve ateş kaynağının uzaklaştırılmasından sonra da yanmaya devam eden veya yanıp kül olan katı haldeki maddeler ve müstahzarlar,
3) Çok düşük parlama noktasına sahip olan sıvı haldeki maddeler ve müstahzarlar,
4) Su veya nemli hava ile temasında, tehlikeli miktarlarda, çok kolay alevlenir gaz yayan maddeler ve müstahzarlar.
d) Alevlenir maddeler ve müstahzarlar: Düşük parlama noktasına sahip sıvı haldeki maddeler ve müstahzarlar,
e) Çok toksik maddeler ve müstahzarlar: Çok az miktarlarda solunduğunda, ağız yoluyla alındığında veya deri yoluyla emildiğinde ölüme veya insan sağlığında akut veya kronik hasarlara neden olan maddeler ve müstahzarlar,
f) Toksik maddeler ve müstahzarlar: Az miktarlarda solunduğunda, ağız yoluyla alındığında veya deri yoluyla emildiğinde ölüme veya insan sağlığı üzerinde akut veya kronik hasarlara neden olan maddeler ve müstahzarlar,
g) Zararlı maddeler ve müstahzarlar: Solunduğunda, ağız yoluyla alındığında veya deri yoluyla emildiğinde ölüme veya insan sağlığında akut veya kronik hasarlara neden olan maddeler ve müstahzarlar,
ğ) Aşındırıcı maddeler ve müstahzarlar: Canlı doku ile temasında, dokunun tahribatına neden olabilen maddeler ve müstahzarlar,
h) Tahriş edici maddeler ve müstahzarlar: Cilt veya mukoza ile ani, uzun süreli veya tekrarlanan temasında iltihaplanmaya yol açabilen maddeler ve müstahzarlar,
ı) Hassaslaştırıcı maddeler ve müstahzarlar: Solunduğunda, cilde nüfuz ettiğinde aşırı derecede hassasiyet meydana getirebilen ve daha sonra maruz kalınması durumunda karakteristik ters etkilerin ortaya çıkmasına neden olan maddeler ve müstahzarlar,
i) Kanserojen maddeler ve müstahzarlar: Solunduğunda, ağız yoluyla alındığında veya deriye nüfuz ettiğinde kanser oluşumuna neden olan veya kanser vakalarını artıran maddeler ve müstahzarlar,
j) Mutajen maddeler ve müstahzarlar: Solunduğunda, ağız yoluyla alındığında veya deriye nüfuz ettiğinde kalıtımsal genetik bozukluklara yol açabilen veya bu vakaları artıran maddeler ve müstahzarlar,
k) Üreme sistemine toksik etkisi olan maddeler ve müstahzarlar: Solunduğunda, ağız yoluyla alındığında, deriye nüfuz ettiğinde erkek ve dişilerin üreme fonksiyon ve kapasitelerini azaltan ve/veya doğacak çocukta kalıtımsal olmayan olumsuz etkiler meydana getiren veya olumsuz vakaları artıran maddeler ve müstahzarlar,
l) Çevre için tehlikeli maddeler ve müstahzarlar: Çevre ortamına girdiklerinde çevrenin bir veya birkaç unsuru için kısa veya uzun süreli tehlikeler gösteren maddeler ve müstahzarlar.

İKİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Genel ilkeler
MADDE 6 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında aşağıdaki ilkeler esastır:
a) Tehlikeli maddeler ve müstahzarların, insan sağlığı ve çevre üzerinde sebep olabileceği risklerin en aza indirilerek, insan sağlığı ve çevre açısından yeterli seviyede koruma sağlanması esastır.
b) Bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak sınıflandırılmış, ambalajlanmış ve etiketlenmiş olan tehlikeli maddelerin ve müstahzarların piyasaya arzı, sınıflandırma, ambalajlama ve etiketleme nedenleriyle yasaklanamaz, sınırlanamaz, engellenemez.
İlgili kuruluş
MADDE 7 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasında ilgili kuruluşlar şunlardır;
a) Biyosidal ürünler ve deterjanlar için Sağlık Bakanlığı,
b) Bu Yönetmeliğin müstahzarların sınıflandırılması, ambalajlanması, etiketlenmesi ile ilgili hükümleri esas alınmak üzere, bitki koruma ürünleri ile ilgili düzenlemeler için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı,
c) Sivil amaçlı patlayıcılar için İçişleri Bakanlığı,
ç) Bu fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde sayılanlar haricindeki her türlü tehlikeli madde ve müstahzarlar ile bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilecek çalışmaların koordinasyonu için Çevre ve Orman Bakanlığı.
Kimyasallar Danışma Komisyonunun oluşumu
MADDE 8 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında ulusal politikaların uyumlaştırılması ve ilgili kurum ve kuruluşlar arasında bilgi alışverişinin sağlanması amacıyla Çevre ve Orman Bakanlığının koordinasyonunda 9 uncu maddede belirlenen görevleri yürütmek üzere Kimyasallar Danışma Komisyonu oluşturulur.
(2) Komisyon, Çevre ve Orman Bakanlığı başkanlığında, ilgili kuruluşların teklifi ve Çevre ve Orman Bakanlığının daveti üzerine toplanır.
(3) Komisyon, aşağıda yer alan kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşlarının yetkili temsilcilerinden oluşur:
a) Çevre ve Orman Bakanlığından 3 temsilci,
b) Sağlık Bakanlığından 2 temsilci,
c) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 1 temsilci,
ç) Tarım ve Köyişleri Bakanlığından 2 temsilci,
d) İçişleri Bakanlığından 1 temsilci,
e) Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığından 1 temsilci,
f) Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığından 1 temsilci,
g) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden 1 temsilci,
ğ) Türkiye Kimya Sanayicileri Derneğinden 1 temsilci,
h) Konuya özgü olarak davet edilecek diğer katılımcılar.
(4) Bu komisyonda görevlendirilmiş kişilerin yurt içi ve yurtdışı yollukları, telif, tercüme ve hizmet ücretleri ile iaşe ve ibate giderleri, Çevre ve Orman Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi İlgili Harcama Kaleminden karşılanır.
Kimyasallar Danışma Komisyonunun görevleri
MADDE 9 – (1) Kimyasallar Danışma Komisyonunun temel görev ve sorumlulukları aşağıdadır:
a) Bakanlıklar, ilgili kurum ve kuruluşlar arasında bilgi alış verişini sağlar.
b) Yönetmeliğin uygulanmasını izler, değerlendirir ve önerilerde bulunur.
c) Yönetmeliğin uygulamasının işlerliğini artırmak ve diğer kurumlarla koordinasyon ve işbirliğini artırmak için tavsiyeler geliştirir.
ç) Bu Yönetmelik kapsamında, ulusal ölçekte ve uluslararası ilişkilerde Türkiye’nin politikaları ve stratejisi hakkında görüş bildirir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Görevler ve Yükümlülükler
Üreticilerin ve ithalatçıların yükümlülükleri
MADDE 10 – (1) Üreticilerin ve ithalatçıların görev ve sorumlulukları aşağıdadır:
a) Maddelerin ve müstahzarların bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak sınıflandırılması için gerekebilecek testleri yapmak veya yaptırmak,
b) Tehlikeli maddeler ve müstahzarların bu Yönetmelik hükümlerine göre sınıflandırılması, etiketlenmesi ve ambalajlanmasını sağlamak,
c) İlgili kuruluşun talebi halinde müstahzarın bileşimi ve diğer özelliklerine ilişkin bilgileri ilgili kuruluşa vermek,
ç) İlgili kuruluşun talebi halinde aşağıda yer alan bilgileri ilgili kuruluşlara temin etmek:
1) Müstahzarların sınıflandırılması ve etiketlendirilmesi için kullanılan veriler,
2) Ek-7’de yer alan Bölüm A’ya uygun olarak alınmış uygunluk belgesi de dahil olmak üzere, 22 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendi ve 23 üncü maddenin birinci fıkrasına göre ambalajlama gerekleri ile ilgili olan her türlü bilgi,
3) Tehlikeli Maddeler ve Müstahzarlara İlişkin Güvenlik Bilgi Formlarının Hazırlanması ve Dağıtılması Hakkında Yönetmeliğin 5 inci maddesine göre güvenlik bilgi formu için kullanılan veriler.
d) Ek-2’de yer almasa dahi tehlike özelliği bulunan maddeler için ithalatçı ve üreticiler 12 nci maddede yer alan geçici etiketleme hükümlerini uygularlar.
Özel yükümlülük
MADDE 11 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında sağlık üzerine etkileri ve fiziko-kimyasal özellikleri nedeniyle tehlikeli olarak belirlenen müstahzarları piyasaya arz eden üretici ve ithalatçılar, müstahzarın kimyasal bileşimine ve tehlike özelliklerine ilişkin ayrıntılı bilgiyi Sağlık Bakanlığı Ulusal Zehir Merkezine vermekle yükümlüdürler. Söz konusu bilgilerin veriliş usul ve formatı Sağlık Bakanlığınca belirlenir. Sağlık Bakanlığınca bu bilgilerin gizliliği sağlanır ve koruyucu ve iyileştirici önlemleri düzenleyerek tıbbi ihtiyaçları karşılamak için özellikle acil durumlarda kullanılır. Sağlık Bakanlığınca alınan bilgiler söz konusu amacın dışında başka bir amaçla kullanılamaz.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Tehlikeli Maddelerin ve Müstahzarların Sınıflandırılması
Araştırma ve öğrenme
MADDE 12 – (1) EINECS listesine dahil olmakla birlikte, Ek-2’de yer almayan tehlikeli maddelerin üreticileri ve ithalatçıları, söz konusu maddelerin özelliklerine dair mevcut erişilebilir ve ilgili verilerden haberdar olmak üzere gereken tüm araştırmaları yapmakla yükümlüdürler. Bu bilgilere dayanarak, bu maddeler, 20 nci, 21 inci, 24 üncü, 25 inci, 26 ncı, 32 nci ve 33 üncü maddelerde yer alan hükümlere ve Ek-1’deki kriterlere uygun olarak ambalajlanır ve “geçici” ibaresi etikette bulunmak kaydıyla geçici olarak etiketlenir.
(2) Üreticiler ve ithalatçılar, birinci fıkra uyarınca elde edilen bilgilere dayanarak, tehlikeli maddeleri bu Yönetmelik hükümlerine göre ambalajlamak ve Ek-1’de belirtildiği biçimde geçici olarak etiketlemekle yükümlüdürler.
(3) Birinci fıkrada yer alan hükümler çerçevesindeki uygulamalar Çevre ve Orman Bakanlığının yazılı onayına tabidir.
Sınıflandırma kuralları
MADDE 13 – (1) Tehlikeli maddeler, yapılarından kaynaklanan özelliklerine dayalı olarak, 5 inci maddede belirtilen kategorilere göre sınıflandırılır. Safsızlıkların konsantrasyonları, 16 ncı maddenin beşinci fıkrasında belirtilen kriterlere göre sınıflandırmada dikkate alınır.
(2) Tehlikeli müstahzarların tehlikelilik derecesine ve özgün yapılarına göre sınıflandırılmasında, 5 inci maddede belirtilen tehlike kategorileri esas alınır.
Sınıflandırma usulleri
MADDE 14 – (1) Tehlikeli maddelerin ve müstahzarların sınıflandırılması ve etiketlenmesi, Ek-1’de yer alan kriterlere göre yapılır; bazı müstahzarlar için, 17 nci, 18 inci ve 19 uncu maddelerde, etiketlemeye ilişkin Altıncı Bölümde ve Ek-8 ile Ek-9’da atıf yapılan alternatif yöntemler kullanılabilir.
(2) 13 üncü madde ve 14 üncü maddenin birinci fıkrası hükümlerine göre sınıflandırılan ve etiketlenen tehlikeli maddelerin listesi Ek-2’de yer almaktadır.
(3) Ek-2’de yer alan tehlikeli maddelerin bazıları, bu tehlikeli maddeleri içeren müstahzarların veya başka tehlikeli maddeleri safsızlık olarak içeren tehlikeli maddelerin, insan sağlığı veya çevre üzerindeki tehlikelerini değerlendirmek amacıyla konsantrasyon sınır değerlerine sahiptir.
Test yapma
MADDE 15 – (1) Maddelerin ve müstahzarların fiziko-kimyasal özellikleri Ek-3’de yer alan Bölüm A’daki yöntemlere, toksikolojik özellikleri Ek-3’de yer alan Bölüm B’deki yöntemlere ve ekotoksikolojik özellikleri Ek-3’de yer alan Bölüm C’deki yöntemlere göre belirlenir.
(2) EINECS’de yer alan bazı maddeler, bu Yönetmelikte belirtilenden farklı test yöntemlerinden elde edilen verilere göre sınıflandırılmışsa, bu test verilerinin yeterliliğine ve Ek-3’e uygun olarak yeni testlerin yapılmasına gerek olup olmadığına, omurgalı hayvanlar üzerindeki testlerin azaltılması gerektiği de dikkate alınarak karar verilir.
(3) Hayvanlar üzerindeki deneylere dayanan yöntemler, sadece gerekli durumlarda ve bilgilerin güncel durumunun, diğer yöntemler kullanılarak gereken verilerin elde edilmesine izin vermediği kanıtlandığında uygulanır.
(4) Laboratuvar testleri, iyi laboratuvar uygulamaları prensiplerine göre yapılır.
Müstahzarların tehlike özelliklerinin saptanması
MADDE 16 – (1) Müstahzarların tehlike özelliklerinin saptanmasında, aşağıdaki özellikler esas alınır:
a) Fiziko-kimyasal özellikler,
b) İnsan sağlığını etkileyen özellikler,
c) Çevreyi etkileyen özellikler.
(2) Birinci fıkrada söz konusu olan özellikler, 17 nci, 18 inci ve 19 uncu madde hükümlerine göre saptanır.
(3) Laboratuvar testleri, tehlikeli müstahzarların piyasaya arz edildiği hali kullanılarak yapılır.
(4) Müstahzarların tehlikeli özellikleri, 17 nci, 18 inci ve 19 uncu madde hükümlerine göre saptanırken, 5 inci madde kapsamına giren tüm tehlikeli maddeler dikkate alınır.
(5) Müstahzarların ihtiva ettiği, çevre ve/veya insan sağlığı üzerindeki etkilerine dayanarak tehlikeli olarak sınıflandırılmış, dördüncü fıkrada sözü edilen tehlikeli maddeler, safsızlık ya da katkı maddesi olarak bulunsalar dahi, Ek-2’de veya Ek-8’de yer alan Bölüm B’de veya Ek-9’da yer alan Bölüm B’de daha düşük konsantrasyonlar verilmemişse, aşağıda verilen tabloda yer alan konsantrasyonlara eşit veya daha fazla oldukları zaman dikkate alınır.
Dikkate Alınacak Konsantrasyon Sınırları

Maddenin tehlikeli kategorisi    Gaz haldeki müstahzarlar %hacim/hacim    Diğer müstahzarlar %ağırlık/ağırlık
Çok toksik     0,02    0,1
Toksik    0,02    0,1
Kanserojen
Kategori 1 veya 2    0,02    0,1
Mutajen
Kategori 1 veya 2    0,02    0,1
Üreme sistemine toksik
Kategori 1 veya 2    0,02    0,1
Zararlı    0,2    1
Aşındırıcı    0,02    1
Tahriş edici    0,2    1
Hassaslaştırıcı    0,2    1
Kanserojen
Kategori 3    0,2    1
Mutajen
Kategori 3    0,2    1

Maddenin tehlikeli kategorisi    Gaz haldeki müstahzarlar %hacim/hacim    Diğer müstahzarlar %ağırlık/ağırlık
Üreme sistemine toksik
Kategori 3    0,2    1
Çevre için tehlikeli
Kategori N         0,1
Ozon tabakası için tehlikeli    0,1    0,1
Çevre için tehlikeli         1

(6) Ek-10’da yer alan tehlikeli müstahzarlara beşinci fıkrada yer alan hükümler uygulanmaz.
Müstahzarların fiziko-kimyasal özelliklerinden kaynaklanan tehlikelerinin değerlendirilmesi
MADDE 17 – (1) Müstahzarların uygun şekilde sınıflandırılması ve etiketlenmesi için gerekli fiziko-kimyasal özellikleri, Ek-3’de yer alan Bölüm A’daki yöntemlerle saptanarak; bu fiziko-kimyasal özelliklerinden kaynaklanan tehlikeleri, Ek-1’de belirtilen kriterlere göre değerlendirilir.
(2) Aşağıdaki durumlarda, patlayıcı, oksitleyici, çok kolay alevlenir, kolay alevlenir veya alevlenir özelliklerin belirlenmesi gerekli değildir:
a) Üreticinin bulabildiği bilgilere göre müstahzarda bulunan maddelerden hiçbiri bu tip tehlike özelliklerini taşımıyorsa,
b) İçeriği bilinen bir müstahzarın, içeriğinde bir değişiklik meydana gelmesi durumunda, maddenin tehlike özelliklerinin yeniden değerlendirilmesinin, müstahzarın sınıflandırılmasında bir değişikliğe yol açmayacağına dair bilimsel bir delil varsa,
c) Piyasaya aerosol biçiminde sunulan müstahzarlar, 30/11/2000 tarihli ve 24226 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Aerosol Kaplar Yönetmeliğinde yer alan hükümleri yerine getiriyorsa.
(3) Ek-3’de yer alan Bölüm A’da belirtilen standart yöntemlerin uygun olmadığı durumlar için aşağıdaki alternatif hesaplama yöntemleri uygulanır:
a) Gaz halde olmayan tehlikeli müstahzarlar:
1) Organik peroksitleri içeren tehlikeli maddelerin oksitleyici özelliklerinin saptanması yöntemi için, Ek-1, 2.2.2.1 hükümlerine göre.
b) Gaz haldeki tehlikeli müstahzarlar:
1) Tehlikeli maddelerin oksitleyici özelliklerinin saptanması yöntemi için, Ek-1, 9.1.1.2 hükümlerine göre.
2) Tehlikeli maddelerin alevlenirlik özelliklerinin saptanması yöntemi için, Ek-1, 9.1.1.1 hükümlerine göre.
Müstahzarların insan sağlığına olan tehlikelerinin değerlendirilmesi
MADDE 18 – (1) Müstahzarların insan sağlığına olan tehlikeleri, aşağıda yer alan usullerden biri veya birkaçı kullanılarak değerlendirilir:
a) Ek-8’de tarif edilen yerleşik bir yöntemle,
b) Toksikolojik özelliklerin Ek-3’de yer alan Bölüm B’deki yöntemlerle saptanmasıyla.
(2) Müstahzarı piyasaya arzdan sorumlu kişi tarafından, maddenin toksikolojik özelliklerinin birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen yöntemle doğru olarak belirlenemediği bilimsel kanıtlarla veya hayvanlar üzerindeki mevcut test sonuçlarına dayanarak gösterilebilirse, birinci fıkranın (b) bendinde verilen yöntemler, 16/5/2004 tarihli ve 25464 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Deneysel ve Diğer Bilimsel Amaçlar için Kullanılan Deney Hayvanlarının Korunması, Deney Hayvanlarının Üretim Yerleri ile Deney Yapacak Olan Laboratuvarların Kuruluş, Çalışma, Denetleme, Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerine ve 6/7/2006 tarihli ve 26220 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hayvan Deneyleri Etik Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerine göre gerekçelendirildikleri veya özel yetki verildiği takdirde kullanılabilirler.
(3) Toksikolojik özelliklerin belirlenmesi için yeni veriler elde etmek amacıyla birinci fıkranın (b) bendindeki yöntemler kullanıldığında, testler, 25/6/2002 tarihli ve 24796 sayılı İyi Laboratuvar Uygulamaları Prensipleri ve Test Laboratuvarlarının Belgelendirilmesine Dair Yönetmelikte belirtilen iyi laboratuvar uygulamaları prensiplerine ve 25/6/2002 tarihli ve 24796 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İyi Laboratuvar Uygulamalarının Denetlenmesi ve Çalışmaların Kontrolüne Dair Yönetmelik ve bilimsel amaçlarla ve diğer deneysel amaçlarla kullanılan hayvanların korunmasına ilişkin Deneysel ve Diğer Bilimsel Amaçlar İçin Kullanılan Deney Hayvanlarının Korunması, Deney Hayvanlarının Üretim Yerleri ile Deney Yapacak Olan Laboratuvarların Kuruluş, Çalışma, Denetleme, Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerine ve Hayvan Deneyleri Etik Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılır.
(4) Tehlikeli müstahzarlar sınıflandırılırken aşağıdaki hususlar da dikkate alınır:
a) Birinci fıkrada verilen yöntemin uygulanması ile belirlenen, insan sağlığı üzerindeki toksikolojik etkilerden farklı olması durumunda; müstahzarın, epidemiyolojik çalışmalarla, Ek-1’deki hükümler çerçevesinde bilimsel olarak geçerli vaka çalışmalarıyla veya istatistiksel olarak desteklenen pratik deneyimlerle, Ulusal Zehir Merkezi gibi bilgi ünitelerinden gelen veya mesleki hastalıklara ilişkin verilerin değerlendirilmesi yoluyla belirlenen insan sağlığına etkileri dikkate alınır.
b) Tehlikeli müstahzarların aktifliği artırma gibi etkilerinden dolayı, yerleşik değerlendirmede, toksikolojik tehlikeleri olduğundan daha az belirlenebilir. Bu durumda, müstahzarlar sınıflandırılırken aktifliği artırma etkileri dikkate alınır.
c) Tehlikeli müstahzarların antagonist etkilerinden dolayı, yerleşik değerlendirmede, toksikolojik tehlikeleri olduğundan fazla belirlenebilir. Bu durumda, müstahzarlar sınıflandırılırken antagonist etkiler dikkate alınır.
(5) Dördüncü fıkra hükümlerine göre, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yer alan yöntemlerden her ikisine dayanarak toksikolojik özellikleri belirlenmiş bir maddenin sınıflandırılmasında, birinci fıkranın (b) bendinde yer alan yöntemle elde edilen sonuçlar kullanılır. Kanserojen, mutajen ya da üreme sistemine toksik etkilerin söz konusu olduğu durumlarda, yalnızca birinci fıkranın (a) bendinde yer alan yöntem uygulanır.
(6) Tehlikeli müstahzarların, birinci fıkranın (b) bendinde yer alan yöntemle değerlendirilemeyen toksikolojik özellikleri, birinci fıkranın (a) bendinde yer alan yöntemle değerlendirilir.
(7) Birinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen yöntemler kullanılarak sınıflandırılmış, bileşimi bilinen tehlikeli müstahzarlar için aşağıdaki durumlarda, birinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde yer alan yöntemler kullanılarak insan sağlığı için tehlikeleri yeniden değerlendirilir:
a) Üretici tarafından müstahzarı oluşturan tehlikeli maddelerin bir veya daha fazlasının, ağırlık/ağırlık veya hacim/hacim yüzdeleri olarak başlangıçtaki konsantrasyon kompozisyonlarında yapılan değişikliğin, aşağıda yer alan tablodaki izin verilen değişim miktarını aşması durumunda,

Maddenin başlangıçtaki konsantrasyon aralığı
Maddenin başlangıç konsantrasyonu için izin verilen değişim miktarı
Konsantrasyon  2,5 %    %30
2,5 %  konsantrasyon  10 %    %20
10 %  konsantrasyon  25 %    %10
25 %  konsantrasyon  100 %    %5

b) Üretici tarafından, tehlikeli müstahzarın bileşiminin, müstahzarı oluşturan maddelerden birinin veya daha fazlasının, 5 inci maddedeki hükümler kapsamında tehlikeli olan veya olmayan bir madde ile ikamesi veya bir maddenin ilavesi yoluyla değiştirilmesi durumunda.
(8) Tehlike özelliklerinin yeniden değerlendirilmesinin, sınıflandırmada değişikliğe yol açmayacağına dair geçerli bilimsel gerekçeler olmadıkça, tehlikeli müstahzarın tehlikeli özellikleri, yedinci fıkrada belirtilen şekilde yeniden değerlendirilir.
(9) Bitki koruma ürünlerine yedinci fıkra hükümleri uygulanmaz.
Müstahzarların çevreye olan tehlikelerinin değerlendirilmesi
MADDE 19 – (1) Müstahzarların çevreye olan tehlikeleri, aşağıda yer alan usullerden biri veya birkaçı kullanılarak değerlendirilir:
a) Ek-9’da tarif edilen yerleşik hesaplama yöntemiyle,
b) Çevre açısından tehlikeli özelliklerinin, Ek-3’de yer alan Bölüm C’deki yöntemlere göre saptanmasıyla. Test yöntemlerinin uygulanma koşulları, Ek-9’da yer alan Bölüm C’de yer alır.
(2) Ekotoksikolojik özelliklerin belirlenmesi için yeni veriler elde edilmesi amacıyla birinci fıkranın (b) bendindeki yöntemler kullanıldığında, testler, İyi Laboratuvar Uygulamaları Prensipleri ve Test Laboratuvarlarının Belgelendirilmesine Dair Yönetmelikte belirtilen iyi laboratuvar uygulamaları prensiplerine ve İyi Laboratuvar Uygulamalarının Denetlenmesi ve Çalışmaların Kontrolüne Dair Yönetmelik ve bilimsel amaçlarla ve diğer deneysel amaçlarla kullanılan hayvanların korunmasına ilişkin Deneysel ve Diğer Bilimsel Amaçlar için Kullanılan Deney Hayvanlarının Korunması, Deney Hayvanlarının Üretim Yerleri ile Deney Yapacak Olan Laboratuvarların Kuruluş, Çalışma, Denetleme, Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerine ve Hayvan Deneyleri Etik Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılır.
(3) Çevreye olan tehlike özellikleri, birinci fıkrada yer alan usullerle değerlendirildiğinde, tehlikeli müstahzarların sınıflandırılması, birinci fıkranın (b) bendinde yer alan yöntemlerin sonuçlarına göre yapılır.
(4) Birinci fıkranın (b) bendinde belirtilen yöntem kullanılarak sınıflandırılmış, bileşimi bilinen tehlikeli müstahzarlar için aşağıdaki durumlarda, birinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde yer alan yöntemler kullanılarak çevreye olan tehlikeleri yeniden değerlendirilir:
a) Üretici tarafından müstahzarı oluşturan tehlikeli maddelerin bir veya daha fazlasının, ağırlık/ağırlık veya hacim/hacim yüzdeleri olarak başlangıçtaki konsantrasyon kompozisyonlarında yapılan değişikliğin, aşağıda yer alan tablodaki izin verilen değişim miktarını aşması durumunda,

Maddenin başlangıçtaki konsantrasyon aralığı
Maddenin başlangıç konsantrasyonu için izin verilen değişim miktarı
Konsantrasyon  %2,5     %30
%2,5   konsantrasyon % 10     %20
%10   konsantrasyon  %25     %10
%25   konsantrasyon  %100     %5

b) Üretici tarafından, tehlikeli müstahzarın bileşiminin, müstahzarı oluşturan maddelerden birinin veya daha fazlasının, 5 inci maddedeki hükümler kapsamında tehlikeli olan veya olmayan bir madde ile ikamesi veya bir maddenin ilavesi yoluyla değiştirilmesi durumunda.
(5) Tehlike özelliklerinin yeniden değerlendirilmesinin, sınıflandırmada değişikliğe yol açmayacağına dair geçerli bilimsel gerekçeler olmadıkça, tehlikeli müstahzarın tehlike özellikleri, dördüncü fıkrada belirtilen şekilde yeniden değerlendirilir.
(6) Bitki koruma ürünlerine dördüncü fıkradaki hükümler uygulanmaz.

BEŞİNCİ BÖLÜM
Tehlikeli Maddelerin ve Müstahzarların Ambalajlanması
Ambalajlama şartları
MADDE 20 – (1) Tehlikeli maddeler ve müstahzarlar, ambalajları 21 inci, 22 nci ve 23 üncü madde hükümlerini sağlamadıkça piyasaya arz edilemezler.
Tehlikeli maddelerin ambalajlanması
MADDE 21 – (1) Tehlikeli maddeler, ambalajlarına ilişkin aşağıdaki koşulları sağlamadıkça piyasaya arz edilemezler:
a) Ambalaj; elleçleme sırasında içeriği dışarıya çıkmayacak şekilde tasarlanır ve imal edilir; bu koşul özel güvenlik aksamının öngörüldüğü durumlarda uygulanmaz.
b) Ambalajı ve kapatma aksamını oluşturan malzemeler, ambalajın içeriğinden olumsuz yönde etkilenecek ya da içeriğiyle tehlikeli bileşikler oluşturmaya izin verecek şekilde olamaz.
c) Ambalaj ve kapatma aksamı, elleçlemenin normal şiddetini ve yükünü güvenlikle karşılayacak ve çözülmeyecek şekilde sağlam ve dayanıklı olur.
ç) Değiştirilebilir kapatma aksamıyla donatılmış konteynerler, ambalaj içeriği dışına çıkmadan yeniden kapatılabilecek şekilde tasarımlanır.
d) Halka sunulan veya satılan ve 5 inci maddede tanımlandığı gibi “çok toksik”, “toksik” veya “aşındırıcı” olarak etiketlenmiş maddeleri içeren kaplar; kapasitelerine bakılmaksızın Ek-7’de yer alan Bölüm A’da ve Bölüm B’de tarif edilen, çocukların açmasına dayanaklı kapatma aksamı ile kapatılır ve dokunsal tehlike işareti taşır.
e) Halka sunulan veya satılan ve 5 inci maddede tanımlandığı gibi “zararlı”, “çok kolay alevlenir” veya “kolay alevlenir” olarak etiketlenmiş maddeleri içeren kaplar; kapasitelerine bakılmaksızın Ek-7’de yer alan Kısım-I’de tarif edilen kriterlere uygun dokunsal tehlike işareti taşır.
f) Ambalajın kapatma aksamı önceden açıldığını belli edecek şekilde yapılır.
Tehlikeli müstahzarların ambalajlanması
MADDE 22 – (1) Tehlikeli müstahzarlar, ambalajlarına ilişkin aşağıdaki koşulları sağlamadıkça piyasaya arz edilemezler:
a) 2 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde ve Ek-7’de yer alan Kısım-II’deki tehlikeli müstahzarlar için, ambalajın bütünlüğünün korunması, içerisinde yer alan maddeyi dışarıya bırakmasının önlenmesi ve kapatma aksamları açısından, 21 inci maddenin (a), (b), (c) ve (ç) bentlerinde yer alan hükümler uygulanır.
b) Halka sunulan veya satılan ve 2 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde ve Ek-7’de yer alan Kısım II’deki tehlikeli müstahzarları içeren kaplar:
1) Şekil ve/veya grafik dekorasyon özellikleri itibariyle çocukların ilgisini çekecek veya tüketiciyi yanıltacak şekilde,
2) Medikal ürünlerde, kozmetiklerde, gıda veya hayvan yemlerinde kullanılmakta olan sunuş veya tasarım özellikleriyle karışıklığa yol açabilecek şekilde
olamazlar.
c) Halka sunulan veya satılan ve Ek-7’de yer alan Kısım II’deki belirli tehlikeli müstahzarları içeren kaplar Ek-7’de yer alan Kısım-II’ye uygun olarak çocukların açmasına dayanıklı kapatma aksamıyla ve/veya dokunsal tehlike uyarıları ile donatılır.
(2) Müstahzarların ambalajı tehlikeli eşyaların demiryolu, karayolu, iç sular, deniz ya da hava yolu ile taşınmasına ilişkin gereklere uygun olması durumunda, müstahzarların bu maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen koşullara uygun olduğu kabul edilir.
Tehlikeli müstahzarları içeren kaplarda çocuk kilidinin bulunması
MADDE 23 – (1) Halka sunulan veya satılan tehlikeli müstahzarları içeren kaplar, kapasitelerine bakılmaksızın, Ek-7’de yer alan Kısım II’deki durumlarda çocukların açmasına dayanıklı kapatma aksamını haiz olur.

ALTINCI BÖLÜM
Tehlikeli Maddelerin ve Müstahzarların Etiketlenmesi
Tehlikeli maddelerin etiketlenmesi
MADDE 24 – (1) Tehlikeli maddeler, ambalajlarının üzerinde yer alacak etikette aşağıdaki bilgiler, açık, okunabilir ve silinemez şekilde yer almadıkça piyasaya arz edilemez:
a) Maddenin adı, o maddeye Ek-2’de tahsis edilen şekilde olmalıdır. Madde Ek-2’de yer almıyorsa, uluslararası düzeyde kabul edilmiş adı verilir.
b) Maddenin piyasaya arzından sorumlu üretici, ithalatçı ya da dağıtıcının adı, telefon numarası ve tam adresi yer alır.
c) Tehlike sembolleri ve varsa tehlike işareti yer alır. Tehlike sembollerinin tasarımı ve tehlike işaretinin metni Ek-4’e uygun olmalıdır. Tehlike sembolleri, turuncu zemin üzerine siyah baskı ile verilir. Ek-2’de henüz yer almayan tehlikeli maddeler için tehlike sembolleri ve tehlike işaretleri, Ek-1 hükümlerine göre belirlenir. Maddeye birden fazla tehlike sembolü verildiğinde:
1) Ek-2’de aksi belirtilmiyorsa, T sembolünü gösterme zorunluluğunun bulunduğu durumlarda, C sembolünü ve X sembolünü kullanma zorunluluğu yoktur.
2) C sembolünü gösterme zorunluluğunun bulunduğu durumlarda, X sembolünü kullanma zorunluluğu yoktur.
3) E sembolünü gösterme zorunluluğunun bulunduğu durumlarda, F sembolünü ve O sembolünü kullanma zorunluluğu yoktur.
ç) Maddenin kullanılmasının yol açtığı tehlikelerden doğan özel risklere işaret eden, Ek-2 hükümlerine uygun standart risk-R ibareleri yer alır. Her madde için kullanılacak R ibareleri Ek-5’de belirtildiği gibidir. Ek-2’de yer almayan tehlikeli maddeler için R ibaresi Ek-1’de yer alan kurallara göre belirlenir.
d) Tehlikeli maddenin güvenli kullanımı ile ilgili Ek-2’de yer alan standart güvenlik-S ibareleri yer alır. Her madde için kullanılacak S ibareleri Ek-6’da yer almaktadır. Ek-2’de yer almayan tehlikeli maddeler için, kullanılacak S ibareleri, Ek-1’de yer alan kurallara uygun olarak belirlenir.
e) EINECS’den ya da ELINCS’den alınmış, EC ve CAS numarası yer alır. Ayrıca Ek-2’de yer alan tehlikeli maddeler için etikette “EC Etiketi” ibaresi de konur.
(2) Ambalajın içeriği 125 ml’den fazla değilse, “tahriş edici”, “kolay alevlenir”, “alevlenir” ve “oksitleyici” maddeler için R ibareleri ve S ibarelerinin kullanılması gerekmez. Bu durum, aynı hacimdeki halka perakende satışı yapılmayan “zararlı” maddeler için de geçerlidir.
(3) “Toksik değildir”, “zararsızdır”, “kirletici değildir”, “ekolojiktir” gibi ifadeler, bu Yönetmelik kapsamındaki herhangi bir tehlikeli maddenin ambalajı veya etiketi üzerinde yer almaz.
Tehlikeli maddelerin etiketleme koşulları
MADDE 25 – (1) Tehlikeli maddelerin etiketlenmesinde aşağıdaki koşullara uyulur:
a) Etiket, ambalajın bir veya birkaç yüzüne, ambalaj normal konumundayken üzerindeki bilgiler yatay olarak okunabilecek şekilde sıkıca yapıştırılır. Ambalaj kaplarının hacimlerine göre etiketin boyutları aşağıda yer aldığı şekildedir:

Ambalajın Kapasitesi    Boyutları (milimetre olarak)
3 litreyi aşmayanlar    mümkünse, en az 52×74
3 litreden büyük olan ancak 50 litreyi aşmayanlar                              en az 74×105
50 litreden büyük olan ancak 500 litreyi aşmayanlar    en az 105×148
500 litreden büyük    En az 148×210

b) İnsan sağlığına ve güvenliğine ilişkin gerekli bütün bilgiler ve gerekli hallerde tamamlayıcı nitelikte bilgiler de etiket üzerinde yer alır.
c) 24 üncü madde hükümlerindeki bilgiler, ambalajın kendi üzerinde doğrudan ve açıkça yer alıyorsa, ayrıca etiket yapıştırılması gerekmez.
ç) Etiketin rengi ve görünümü, tehlike sembolleri ile üzerinde yer aldığı fon, açık olarak fark edilecek şekilde olur.
d) Etikette bulunması gerekli bilgiler, fondan açıkça göze çarpacak ve kolaylıkla okunabilecek büyüklükte ve aralıkta yazılır.
e) Etikette bulunması gereken sembol, etiketin en az onda birini kaplamalı ve 1 cm2’den küçük olamaz.
(2) Etiket bilgilerine ilişkin özel hükümler, Ek-1’de yer almaktadır.
Etiketleme koşullarının sağlanmış olduğu kabul edilen durumlar
MADDE 26 – (1) Bu Yönetmeliğin amaçları doğrultusunda,
a) İçerisinde bir ya da daha fazla ambalaj bulunan bir dış ambalaj olması durumunda;
1) Dış ambalaj, tehlikeli maddelerin nakliyesi hakkındaki uluslararası taşımacılık kurallarına uygun olarak etiketlenmişse,
2) İç ambalaj ya da ambalajlar bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak etiketlenmişse,
b) Tek ambalaj olması durumunda;
1) Ambalaj, tehlikeli maddelerin ilgili uluslararası taşımacılık kurallarına ve 24 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (ç), (d) ve (e) bentleri hükümlerine uygun olarak etiketlenmişse,
2) Taşınabilir gaz silindirleri gibi özel ambalaj tipleri için, Ek-1’de belirtilen koşullar yerine getirilmişse
etiketleme gereklerinin sağlandığı kabul edilir.
Tehlikeli müstahzarların etiketlenmesi
MADDE 27 – (1) Tehlikeli müstahzarlar, ambalajlarının üzerindeki etiketler bu maddenin tüm gereklerini ve Ek-10’da yer alan Bölüm A’nın ve Bölüm B’nin hükümlerini sağlamadıkça piyasaya arz edilemez.
(2) 2 nci maddenin ikinci fıkrası ve Ek-10’da yer alan Bölüm B’nin ve Bölüm C’nin hükümleri kapsamındaki tehlikeli müstahzarlar, ambalajlarının üzerindeki etiketlerinde aşağıdaki bilgilerin açık ve okunabilir şekilde bulunması şartıyla piyasaya arz edilir:
a) Tehlikeli müstahzarın ticari adı veya müstahzarı piyasaya arz eden tarafından verilen kimlik,
b) Müstahzarın piyasaya arzından sorumlu ve Türkiye’de yerleşik olan üretici, ithalatçı veya dağıtıcının adı, telefon numarası ve tam adresi,
c) Ek-10’da yer alan Bölüm B’de ve Bölüm C’de belirtilen veriler.
(3) Bitki koruma ürünleri için birinci ve ikinci fıkralarda yer alan gereklere ilave olarak “İnsan ve çevre sağlığı üzerine riskleri önlemek için, kullanım talimatına uyunuz” ibaresi ve gereken diğer bilgiler yer alır.
Tehlikeli müstahzarlar için etiket bilgileri
MADDE 28 – (1) Aşağıdaki bilgiler açık, okunaklı ve silinmeyecek bir şekilde her ambalajda bulunur:
a) Tehlikeli müstahzarın ticari adı veya tehlikeli müstahzarı piyasaya arz edenin verdiği adı,
b) Müstahzarın piyasaya arzından sorumlu ve Türkiye’de yerleşik olan üretici, ithalatçı veya dağıtıcının adı, telefon numarası ve tam adresi,
c) Tehlikeli müstahzarın içinde bulunan madde veya maddelerin kimyasal adları,
ç) Tehlike sembolleri ve tehlike işaretleri,
d) Risk-R ibareleri,
e) Güvenlik-S ibareleri.
(2) Müstahzarı oluşturan madde veya maddelerin kimyasal adları, etiketin üzerine aşağıda verilen kurallara uygun olarak yazılır:
a) 18 inci maddeye göre T+, T, Xn olarak sınıflandırılan tehlikeli müstahzarlarla ilgili olarak, Ek-2’de veya Ek-8’de yer alan Bölüm B’de belirtilen en düşük konsantrasyon sınırına eşit veya daha büyük konsantrasyonda bulunan ve T+, T, Xn olarak sınıflandırılan maddeler.
b) 18 inci maddeye göre C olarak sınıflandırılan müstahzarlarla ilgili olarak, Ek-2’de veya Ek-8’de yer alan Bölüm B’de belirtilen en düşük konsantrasyon sınırına eşit veya daha büyük konsantrasyonlarda bulunan ve C olarak sınıflandırılan maddeler.
c) Müstahzarın aşağıdaki tehlike kategorilerinden biri veya daha fazlasında sınıflandırılmasına yol açan maddelerin adları etikette belirtilir:
1) Kanserojen kategori 1, 2 veya 3,
2) Mutajen kategori 1, 2 veya 3,
3) Üreme sistemine toksik kategori 1, 2 veya 3,
4) Tek maruziyetten sonra öldürücü olmayan etkilerden dolayı çok toksik, toksik ya da zararlı,
5) Tekrarlanan veya uzun süreli maruziyetten sonra şiddetli etkilerden dolayı toksik veya zararlı,
6) Hassaslaştırıcı maddeler.
ç) Müstahzarın, aşağıdaki tehlike kategorilerinden biri veya daha fazlasında sınıflandırılmasına yol açan herhangi bir maddenin adının bu fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerindeki hükümlere göre belirtilmesinin gerektiği durumlar dışında, söz konusu maddenin adı, etikette yer almayabilir:
1) Patlayıcı,
2) Oksitleyici,
3) Çok kolay alevlenir,
4) Kolay alevlenir,
5) Alevlenir,
6) Tahriş edici,
7) Çevre için tehlikeli.
d) Müstahzarın tehlikeli olarak sınıflandırılmasında ve ilgili risk ibarelerinin seçiminde etkili olan ve insan sağlığına yönelik önemli tehlikelere neden olan maddelerin belirtilmesi için, en fazla dört maddenin kimyasal adının yazılması yeterlidir. Tehlikeli müstahzarı oluşturan maddelerin sayısı nedeniyle gerekirse dörtten fazla kimyasal ad kullanılabilir.
(3) Müstahzarın kullanılmasına ilişkin olarak, tehlikeli müstahzarların, birinci fıkranın (ç) bendinde yer alan tehlike sembolleri ve işaretleri ile etiketlenmesi, Ek-1 ve Ek-4 hükümlerine göre ve 17 nci maddenin üçüncü fıkrası ve Ek-8 ile Ek-9 hükümlerine uygun olarak yapılan tehlike değerlendirmesinin sonuçlarına göre yapılır. Müstahzara birden fazla tehlike sembolü verilmesi gerekiyorsa, sembolün uygulanmasında aşağıdaki kurallara uyulur:
a) Ek-2’de aksi belirtilmemişse, T sembolünün yazılması gerekir. C ve X sembolünü kullanma zorunluluğu yoktur.
b) C sembolünün yazılmasının zorunlu olduğu durumlarda, X sembolünü kullanma zorunluluğu yoktur.
c) E sembolünün yazılmasının zorunlu olduğu durumlarda, F ve O sembolünü kullanma zorunluluğu yoktur.
ç) Xn sembolünün yazılmasının zorunlu olduğu durumlarda, Xi sembolünün de yazılması uygulayıcının isteğine bağlıdır.
d) Tehlike sembolleri, turuncu zemin üzerine siyah baskı ile verilir.
(4) Birinci fıkrada belirtilen risk ibareleri, Ek-1 ve Ek-5 hükümlerine uygun olmalıdır. R ibareleri, 17 nci maddenin üçüncü fıkrası ve Ek-8 ile Ek-9’da yer alan tehlike özelliklerinin değerlendirilmesinin sonuçlarına göre belirlenir. Riskleri ifade etmek için en fazla altı R ibaresi kullanılır. Bu amaç doğrultusunda, Ek-5’de yer alan ibarelerin kombinasyonları, tek ibare olarak kabul edilir. Müstahzar, birden fazla tehlike kategorisinde yer alıyorsa, standart ibarelerin, müstahzarla ilgili bütün ana tehlikeleri kapsaması şarttır. Gerektiğinde, altıdan fazla R ibaresi kullanılabilir. Üçüncü fıkranın (c) bendinde geçen işaretlerin kullanılması gerekiyorsa “çok kolay alevlenir” veya “kolay alevlenir” özelliklerine ilişkin standart ibarelerin kullanılmasına gerek yoktur.
(5) Tehlikeli müstahzarların birinci fıkranın (e) bendinde yer alan güvenlik ibareleri ile etiketlenmesi, Ek-1 ve Ek-6 hükümlerine uygun olarak yapılır. S ibareleri, 17 nci maddenin üçüncü fıkrası ve Ek-8 ile Ek-9 hükümlerine göre yapılan tehlike özelliklerinin değerlendirilmesi sonuçlarına göre belirlenir. En uygun güvenlik ibarelerini ifade etmek için, en fazla altı S ibaresi kullanılır. Bu amaç doğrultusunda, Ek-6’da yer alan ibarelerin kombinasyonları, tek ibare olarak kabul edilir. Gerektiğinde, altıdan fazla S ibaresi kullanılabilir. Tehlikeli müstahzarın kullanımına ilişkin uyarıların, etikette veya ambalajın kendi üzerinde verilmesinin fiziksel olarak mümkün olmadığı hallerde, güvenlik ibareleri, ürünle birlikte bir prospektüste verilir.
(6) 19 uncu madde kapsamında tehlikeli olarak sınıflandırılan bazı müstahzarlarla ilgili olarak, çevresel etkilerinde azalma olabileceği gösterilebilirse, bu maddenin üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında azaltma yapılarak, çevresel etiketlemeye dair bazı muafiyetler veya çevresel etiketleme ile ilgili belirli hükümlerde muafiyetler, 20 nci maddede belirtilen usule göre belirlenebilir. Bu muafiyetler veya belirli hükümler, Ek-10’da yer alan Bölüm A’da veya Bölüm B’de tanımlanmakta ve sıralanmaktadır.
Küçük ambalajlarda tehlike sembollerinin kullanılması
MADDE 29 – (1) Ambalajın hacmi 125 ml’yi aşmıyorsa:
a) R41 ile belirtilenler veya N sembolü ile gösterilip “çevre için zararlı” olanlar hariç, “kolay alevlenir”, “oksitleyici” ve “tahriş edici” olarak sınıflandırılan tehlikeli müstahzarlar için R veya S ibaresinin kullanılması gerekmez,
b) “Alevlenir” veya N sembolü ile gösterilmemiş “çevre için tehlikeli” olarak sınıflandırılan müstahzarlar için R ibaresinin kullanılması gerekir. S ibaresinin kullanılması gerekmez.
Tehlikeli müstahzarların etiketinde ve ambalajında yer alamayacak hususlar
MADDE 30 – (1) “Toksik değildir”, “zararsızdır”, “kirletici değildir”, “ekolojiktir” gibi, müstahzarın tehlikesiz olduğunu göstermeyi amaçlayan ifadeler veya müstahzarın tehlikelerinin önemsenmemesine yol açabilecek diğer ifadeler, bu Yönetmelik kapsamındaki herhangi bir tehlikeli müstahzarın ambalajı veya etiketi üzerinde yer almaz.
Tehlikeli müstahzarlar için etiketleme koşullarının uygulanması
MADDE 31 – (1) Tehlikeli müstahzarlar için etiketleme koşullarının uygulanması
a) 27 nci, 28 inci, 29 uncu ve 30 uncu madde hükümlerinde belirtilen bilgilerin etikette belirtildiği hallerde, bu etiket, ambalajın bir veya daha çok yüzünde, ambalaj normal konumdayken okunabilecek şekilde sabitlenmiş olmalıdır. Ambalaj kaplarının hacimlerine göre etiketin boyutları aşağıda yer aldığı şekilde olmalıdır. Etiket, sadece bu Yönetmelik çerçevesinde istenen bilgileri ve gerekiyorsa tamamlayıcı sağlık ve güvenlik bilgilerini içerir.

Ambalajın Kapasitesi    Boyutları (milimetre olarak)
3 litreyi aşmayanlar    mümkünse, en az 52×74
3 litreden büyük olan ancak 50 litreyi aşmayanlar                              en az 74×105
50 litreden büyük olan ancak 500 litreyi aşmayanlar    en az 105×148
500 litreden büyük    En az 148×210

b) 27 nci, 28 inci, 29 uncu ve 30 uncu madde hükümlerinde istenilen bilgiler, (a) bendi hükümlerine göre ambalajın kendi üzerinde açık bir şekilde belirtilmişse, etiket kullanılmasına gerek yoktur.
c) Etiketin veya (b) bendinde belirtilen halde ambalajın rengi ve görünümü, tehlike sembollerinin üzerinde bulunduğu fondan açıkça ayırt edilebilecek şekilde olur.
ç) 27 nci, 28 inci, 29 uncu ve 30 uncu madde hükümlerine göre etikette bulunması gereken bilgiler üzerinde bulunduğu zeminden kolayca ayırt edilebilir biçimde tasarlanır ve yazılar, Ek-1 hükümlerine göre okunabilir şekilde yeterli büyüklükte ve aralıkta yazılır.
(2) Bu Yönetmeliğin amaçları doğrultusunda,
a) İçerisinde bir veya daha fazla ambalaj bulunan dış ambalaj olması durumunda;
1) Dış ambalaj, tehlikeli maddelerin nakliyesi hakkındaki uluslararası taşımacılık kurallarına uygun şekilde etiketlenmişse,
2) İç ambalaj ya da ambalajlar bu Yönetmelik hükümlerine göre etiketlenmişse,
b) Tek ambalaj olması durumunda:
1) Ambalaj, tehlikeli mallara ilişkin uluslararası taşımacılık kurallarına göre ve 27 nci maddenin ikinci fıkrası ve 28 inci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile ikinci, dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerine göre etiketlenmişse; 19 uncu madde hükümlerine göre sınıflandırılmış tehlikeli müstahzarlar için belirtilmesi gereken bilgiler, etiket üzerinde belirtilmemişse, 28 inci maddenin üçüncü fıkrası hükümleri de uygulanır.
2) Taşınabilir gaz silindirleri gibi, özel tip ambalajlar için, Ek-1’de belirtilen koşullar yerine getirilmişse,
etiketleme gereklerinin sağlandığı kabul edilir.
Etiketin dili
MADDE 32 – (1) Piyasaya arz edilecek tehlikeli maddelerin ve müstahzarların etiketleri Türkçe hazırlanır. Tehlikeli maddelerin ve müstahzarların ihracatında, etiket, ihracatın yapılacağı ülkenin resmi dilinde veya dillerinde hazırlanır.

YEDİNCİ BÖLÜM
Ambalajlama ve Etiketleme Koşullarından İstisnalar
Tehlikeli maddelerin etiketlenmesi ve ambalajlanmasındaki istisnalar
MADDE 33 – (1) Tehlikeli maddelerin ambalajlanması ve etiketlenmesindeki istisnalar aşağıdaki gibidir:
a) Ambalaj, etiketleme için çok küçükse ya da etiketlemeye uygun değilse, etiketleme başka uygun yollarla yapılabilir.
b) “Patlayıcı”, “çok toksik” ya da “toksik” olarak sınıflandırılmamış tehlikeli maddelerin ambalajlarının, bu maddelerin elleçleme sürecinde yer alan veya almayan kişiler için herhangi bir tehlike oluşturmayacak kadar küçük miktarlar içermesi durumunda etiketlenmeyebilir veya uygun başka bir şekilde etiketlenebilir.
c) Tehlikeli maddelerin ambalajları etiketlenmeye elverişli olmayacak kadar küçükse ve bu maddelerin elleçleme sürecinde yer alan veya almayan kişiler için herhangi bir tehlike oluşturmuyorsa, “patlayıcı”, “çok toksik” ya da “toksik” olarak sınıflandırılmış tehlikeli maddelerin ambalajları uygun başka bir şekilde etiketlenebilir.
(2) Bu istisnai durumlarda, tehlike sembolleri, risk ibareleri ya da güvenlik ibareleri, bu Yönetmelikte belirtilenlerden farklı biçimde kullanılamaz.
(3) Birinci fıkrada yer alan istisnai hükümler çerçevesindeki uygulamalar Çevre ve Orman Bakanlığının yazılı onayına tabidir. Çevre ve Orman Bakanlığı birinci fıkrada belirtilen durumlarda Avrupa Birliği Komisyonuna bilgi verir.
Tehlikeli müstahzarların etiketlenmesi ve ambalajlanmasındaki istisnalar
MADDE 34 – (1) 17 nci, 18 inci veya 19 uncu maddeleri uyarınca tehlikeli olarak belirlense dahi Ek-1’de yer alan Başlık 9.3’te belirtilen tehlikeli müstahzarların, piyasaya arz edildikleri haliyle, fiziko-kimyasal özelliklerinden kaynaklanan herhangi bir risk ya da insan sağlığı veya çevre açısından herhangi bir risk yaratması söz konusu değil ise bu müstahzarlar için 20 nci, 22 nci, 23 üncü, 27 nci, 28 inci, 29 uncu, 30 uncu, 31 inci ve 32 nci madde hükümleri uygulanmaz.
(2) Ambalaj çok küçükse veya 31 inci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine göre etiketlemeye elverişli değilse, 27 nci, 28 inci, 29 uncu ve 30 uncu madde hükümlerine göre gereken etiketleme başka uygun yollarla yapılabilir.
(3) “Zararlı”, “çok kolay alevlenir”, “kolay alevlenir”, “alevlenir”, “tahriş edici” veya “oksitleyici” olarak sınıflandırılmış tehlikeli müstahzarların ambalajlarının, bu müstahzarların elleçleme sürecinde yer alan veya almayan kişiler için herhangi bir tehlike oluşturmayacak kadar küçük miktarlar içermesi halinde, 27 nci, 28 inci, 29 uncu, 30 uncu, 31 inci ve 32 nci madde hükümlerinde istisnaya gidilerek, etiketlenmeyebilir veya uygun başka bir şekilde etiketlenebilir.
(4) 19 uncu maddeye göre sınıflandırılan tehlikeli müstahzarların ambalajlarının, bu müstahzarların elleçleme sürecinde yer alan veya almayan kişiler için herhangi bir tehlike oluşturmayacak kadar küçük miktarlar içermesi durumunda, 27 nci, 28 inci, 29 uncu, 30 uncu, 31 inci ve 32 nci madde hükümlerinde istisnaya gidilerek, etiketlenmeyebilir veya başka bir şekilde etiketlenebilir.
(5) Üçüncü ve dördüncü fıkralarda belirtilmeyen tehlikeli müstahzarların ambalajları, 27 nci, 28 inci, 29 uncu, 30 uncu, 31 inci ve 32 nci madde hükümlerine göre etiketlemeye elvermeyecek kadar küçükse ve bu müstahzarların elleçleme sürecinde yer alan veya almayan kişiler için herhangi bir tehlike yaratmıyorsa, 27 nci, 28 inci, 29 uncu, 30 uncu, 31 inci ve 32 nci madde hükümlerinde istisnaya gidilerek, başka bir şekilde etiketlenebilir.
(6) İkinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkra hükümlerinin uygulandığı hallerde, tehlike sembolleri, R ve S ibareleri, bu Yönetmelikte belirtilenlerden farklı biçimde kullanılamaz.
(7) Çevre ve Orman Bakanlığı ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkra hükümlerinde belirtilen durumlarda, Avrupa Birliği Komisyonu’na bilgi verir.

SEKİZİNCİ BÖLÜM
Reklam
Tehlikeli maddeler hakkında reklam
MADDE 35 – (1) 5 inci maddede yer alan tehlike kategorilerinden bir veya daha fazlasına dahil olan tehlikeli maddeler hakkında, ilgili tehlike kategori veya kategorilerinden söz edilmeden herhangi bir reklam yapılması yasaktır.
Tehlikeli müstahzarların mesafeli sözleşme ile satılması
MADDE 36 – (1) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca tehlikeli olarak sınıflandırılan müstahzar hakkında yapılan, halkın bu müstahzarla ilgili etikette yer alan bilgileri bilmeden satış sözleşmesi yapmasına olanak veren reklamlarda, etiket üzerinde belirtilen tehlike kategorisi veya kategorilerinden söz edilmesi zorunludur.
(2) Birinci fıkra hükümlerinin yerine getirilmesi için, taraflar, mesafeli sözleşmelere ilişkin olarak 23/2/1995 tarihli ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine uyarlar.

DOKUZUNCU BÖLÜM
Kimyasal Adların Gizliliği
Kimyasal adların gizliliği
MADDE 37 – (1) Müstahzarların piyasaya arzından sorumlu olan kişi,
a) Risk ibaresi R41 olarak belirlenen “tahriş edici” maddeler hariç olmak üzere diğer “tahriş edici” olarak sınıflandırılan maddelerin,
b) Uzun süreli maruziyet sonrası insan sağlığı üzerine “zararlı” etki gösteren maddeler hariç olmak üzere diğer “zararlı” olarak sınıflandırılan maddelerin, kimyasal kimliğine ilişkin bilgilerin, etiket veya güvenlik bilgi formunda açıkça yer almasının, kendi fikri mülkiyet haklarının açıklanması bakımından sakıncalı olabilecek gizli bilgiler içerdiğini düşünüyorsa, bu madde Ek-11’e göre, en önemli fonksiyonel kimyasal grubunun adıyla veya alternatif bir adla kullanılabilir. Söz konusu madde için maruziyet sınır değerleri belirlenmişse, bu usul uygulanmaz.
(2) Tehlikeli müstahzarı piyasaya arz eden kişi, birinci fıkrada belirtilen tehlikeli maddelerin kimyasal adlarının gizli kalmamasının sakıncalarını kanıtlamakla yükümlüdür.
(3) Tehlikeli müstahzarı ilk kez piyasaya arz eden kişi, gizlilik haklarının hüküm sürmesini istiyorsa, ilgili kuruluşa başvurarak, birinci fıkra kapsamındaki maddeler için kullanacağı madde isimlerine ilişkin referansların, etikette en önemli fonksiyonel kimyasal grubun adıyla veya alternatif bir adla belirtilmesini talep eder.
(4) Gizlilik başvurusu, Ek-11’e göre yapılır ve Ek-11’de yer alan Bölüm A’da istenen bilgileri içerir.
(5) Bununla beraber, ilgili kuruluş gerekli görürse, başvurunun geçerliliğini değerlendirmek için, tehlikeli müstahzarı piyasaya arz eden kişiden ilave bilgiler isteyebilir.
(6) İlgili kuruluş, gizlilik başvurusunu aldıktan sonra on beş gün içerisinde başvuruyu yapan kişiyi karar hakkında bilgilendirir.
(7) Gizlilik başvurusunun kabulü, ilgili kuruluşun yazılı onayına tabidir. Gizlilik başvurusunun ilgili kuruluş tarafından onaylanması halinde, tehlikeli müstahzarı piyasaya arz etmekten sorumlu kişi, bu belgenin bir nüshasını ürünü piyasaya arz etmek istediği Avrupa Birliği Üye Devletinin yetkili merciine gönderir.
Koruma maddesi
MADDE 38 – (1) İlgili kuruluş, bu Yönetmeliğin tüm koşullarını yerine getirdiği kabul edilen maddenin, yeni bilgiler ışığında, artık geçerli olmayan sınıflandırma, ambalajlama veya etiketleme nedeniyle insan sağlığına ve çevreye yönelik tehlike oluşturduğunu düşünmesi için haklı sebepleri varsa, bu maddeyi geçici olarak yeniden sınıflandırabilir. Bu sınıflandırmaya uygun olarak etiketlenmemiş ve ambalajlanmamış maddenin piyasaya arz edilmesini yasaklayabilir veya özel koşullara tabi tutabilir.
(2) İlgili kuruluş, bu Yönetmeliğin tüm koşullarını yerine getirdiği kabul edilen müstahzarın, bu Yönetmeliğin hükümleriyle ilgili sebeplere dayanarak insan sağlığına ve çevreye yönelik tehlike oluşturduğuna dair haklı sebepleri varsa, müstahzarın piyasaya arz edilmesini yasaklayabilir veya özel koşullara tabi tutabilir.
(3) İlgili kuruluş, bu maddenin birinci ve ikinci fıkralardaki durumlar hakkında Çevre ve Orman Bakanlığını bilgilendirir ve Avrupa Birliği Komisyonunun bilgilendirilmesini temin eder.

ONUNCU BÖLÜM
Denetim ve Yaptırım
Denetim
MADDE 39 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine ilişkin denetimler ilgili kuruluşlar tarafından kendi mevzuatları çerçevesinde gerçekleştirilir.

ONBİRİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Yürürlükten kaldırılan yönetmelik
MADDE 40 – (1) 11/7/1993 tarihli ve 21634 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tehlikeli Kimyasallar Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
MADDE 41 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 42 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Orman Bakanı, Sağlık Bakanı ve Tarım ve Köyişleri Bakanı müştereken yürütür.

Sonraki sayfa »